41Elinizdeki Tevrât'ın aslını doğrulayıcı olarak indirdiğim Kur'ân'a îman edin! Onu inkâr edenlerin ilki olarak başırıı çeken siz olmayın! Âyetlerimizi az bir fiyatla (dünya pahasına) satmayın. Ve sadece Bana karşı gelmekten korkun!” “Elinizdeki Tevrât'ın aslını doğrulayıcı olarak indirdiğim Kur'ân'a îman edin!” Âyette, “İndirdiğim” ifadesinden murat Kur'ân-ı Kerîm'dir. “doğrulayıcı olarak” ifadesi de mahzûf olan, (.......) zamîrinden te'kit eden bir hâldir. Sanki burada, (.......) denir gibi. “Elinizdekini/Beraberinizdekini” ifadesiyle de Tevrât denmek istenmiştir. Yani; ibâdet, tevhit, nübüvvet (peygamberlik) ve Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in durumu ile ilgili hususlarda hep Kur'ân'ı doğrulayıcı olan Tevrât'ı... “Onu inkâr edenlerin ilki olarak başırıı çeken siz olmayın!” Yani; o Kur'ân'ı ilk inkâr eden, baş çeken siz olmayın. Veya inkâra kalkışan hizip (grup) siz olmayın, veyahut da onu inkâr eden grubun ilki, baş çekeni olmayın. Onu ilk inkâr eden kimseler sizden tek tek her birinizden olmamış olsun. Esasen burada bir tariz sanatı vardır. Yani “Onu bilmeniz ve özelliklerini ya da vasıflarını tanıyıp bilmenizden ötürü ona ilk îman etmesi gereken sizlersiniz.” ince anlamı yarmaktadır. (.......) deki zamîr de Kur'ân'a râcidir. “Değiştirmek ve tahrif etmek suretiyle âyetlerimizi az bir fiyatla (dünya pahasına) satmayın (değiştirmeyin).” Hasen-ı Basrî merhum, “az bir fiyatla” ifadesini, “Dünya ve içindekilerinin tamamıyla da olsa “diye tefsirlamıştır. Bir başka tefsire göre bu, “riyâset ve koltuk pahasına da olsa” şeklinde değerlendirilmiştir. Çünkü toplumları içinde lider olmak, koltuğa konmak İsrâ'il oğulları için vazgeçilmez bir şeydi. Zira Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)a uymaları hâlinde bu türden tüm imkanlarını elden çıkarmak demekti ki onlar da bu uğurda her kötülüğü göze aldılar. “Ve sadece bana karşı gelmekten korkun.” Burada, (.......) kelimelerinde görüldüğü gibi hem vakf (duruş) ve hem vasl (geçiş) hâlinde (.......) ile okunmuştur ki bu kırâati seb'a imâmlarından olmayan Ya'kûb'un kırâatidir. Nitekim, bu manada hatta (yazıda) yer almayan her mahzûf (.......) harfi de böyledir. |
﴾ 41 ﴿