45

Sabır göstererek ve namazı vesile kılarak Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz sabır göstermek ve namaz kılmak kalpleri saygıyla ürperenlerin dışında herkese zor ve ağır gelen bir iştir.

İhtiyaçlarınıza karşılık olarak Allah'tan “Yardım isteyin.” “Sabır göstererek ve namazı vesile kılarak...” Her iki görevi de ihmal etmeden beraberce. Namazın sorumluluklarına göğüs gererek, sabrı elden bırakmadan devamlı bir şekilde kılın ve zorluklarına da katlanın. Namaz konusunda gerekli olan kalbi samimiyet ve ihlâsı elden bırakmaksızın kılın. Tüm şeytanî vesveseleri, düşünceleri geriye atın, nefsî istekleri bir kenara bırakın. Bununla ilgili âdaba uyun, riâyet edin, gözetilmesi gereken hususları çok iyi gözetin. Huşûyu elden bırakmayın. Namazda iken, kimin huzurunda durulduğu bilincini oluşturun ve o bilinçle huzura durun. Çünkü göklerin ve yerin yegâne Cebbarı olan, yani göklerle yeri ve bu ikisinde ve aralarında yer alanların iş ve durumlarını düzene koyan, ıslah eden ya da her iki yerdekileri de gücüyle kahredecek olan yüce Allah'ın huzurunda durulmuştur. İşte bunun idrakinde bulunulmalı.

Ya da belâlara, zorluklara, başa gelen musibet ve felâketlere karşı sabır göstertmek suretiyle göğüs gerin ve bunun için sabırdan yararlanın, yardım bekleyin. Herhangi bir musibet, felâket veya belâ gelince de derhal namaza koşarak bundan yardım ve medet bekleyin.

Nitekim; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) önemli bir zorluk ortaya çıktığında, üzüntü veya sıkıntıya düştüğünde derhal namaza koşardı. Taberi bu hadisi tefsirinde, buradaki lafızla, Hazret-i Huzeyfe'den rivâyet etmiştir. 1/260.

Abdullah b. Abbâs'tan gelen rivâyete göre kendisine bir yolculuk esnasında, kardeşi Kusem'in öldüğü haberinin verilmesi üzerine, derhal istircâda bulunmuş, yani (.......) Bakara, 156. âyetini okumuş ve iki rek'at namaz kılmıştır. Sonra da tefsirini yaptığımız: “Sabır göstererek ve namazı vesile kılarak Allah'tan yardım isteyin.” mealindeki bu âyeti okumuştur.

Yine bir tefsire göre de sabırdan maksat oruç tutmaktır. Çünkü oruç, yeme, içme ve cinsel ilişkiyi belirlenen süre zarfında bırakmak, nefsin isteklerine cevap vermemektir. Nitekim, bu nedenle ramazan ayma sabır ayı diye de isim verilmiştir.

Yine âyette yer alan namaz ifadesinden kasıt, “duadır” diye de tefsir edilmiştir.

Yani: “Belâlara karşı sabır göstererek direnin ve hemen dua etmeye başlayın, o belaların kaldırılması için derdinizi Allah'a havale edin.”

“Şüphesiz sabır göstermek ve namaz kılmak, kalpleri saygıyla ürperenlerin dışında herkese zor ve ağır gelen bir iştir.”

(.......) daki zamîr, namaza veya yardım istemeye (istiâneye) râcidir.

(.......): Gerçekten zordur, ağır gelir.

Meselâ; “Şu iş bana ağır geldi. “gibi.

Kalpleri saygıyla ürperenler hariç.”

Yani, ancak kalpleri saygıyla ürperenlere kolay gelir. Çünkü, bunlar Allah'ın sabredenler için neler hazırladığım kesin olarak bildiklerinden o ödülleri beklemektedirler. İşte bundan dolayı onlar için sabır ve namaz zor değil kolay gelir. Görmez misin bir sonraki şu âyette neler buyuruluyor:

45 ﴿