155Yemin olsun ki, Biz, sizi mutlaka bir tür korku ile, bir çeşit açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden yana bir miktar eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele! “Yemin olsun ki, Biz, sizi mutlaka bir tür korku ile, bir çeşit açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden yana bir miktar eksiltmekle imtihan edeceğiz.” Şimdi bu âyetteki bazı kelimeler üzerinde duralım: (........) Size, bu şekilde tıpkı denemeye tabi tutulanların hâli gibi birtakım şeyler isabet ettireceğiz. Acaba sizlerden istenen Allah'a itaati, emirleri yerine getirip yasaklardan uzaklaşarak sabır gösteriyor musunuz, göstermiyor musunuz? Sizi kesin olarak bunlarla sınayacağız. (........) Âyette söz konusu edilen belâ, felâket ve musibetlerden biraz tattırarak... Bu âyette belânın azliğina özellikle dikkat çekiliyor. Çünkü, herhangi bir insanın başına gelen musibet, belâ ne kadar büyük olursa olsun, mutla o belâ, ondan daha üstün ve ağır olanına göre azdır. Dolayısıyla bu gerçeğe işaret edilmiştir. Bununla beraber yüce Allah, her halükarda rahmetiyle, şefkat ve merhametiyle, bağışlamasıyla da kullarının yanında olduğunu insanlara gösteriyor ve gösterecektir. Aynı zamanda kullarına henüz belâ ve musibet gelip çalmazdan önce insanın kendisini her an bu gibi şeylere hazırlaması gerektiğini de bildirmiş bulunmaktadır ki, ileride bu gibi durumlarda bunlayım içine girmesinler. “korkudan” Yani düşman veya Allah korkusu gibi korkularla... (........) Açlıkla yani kıtlık veya ramazan orucu sebebiyle olan açlık ile de imtihan edeceğiz. “Mallardanyana eksiltmekle” yani, canlı mallarınızın (hayvanlarınızın) ölümüyle veya zekât ile imtihan ederiz. Bu kelime de ya, (........) üzerine veya, (........) üzerine ma'tûftur. Yani mallardan bir kısmını eksiltmekle... “canlardan yana,” yani öldürülme ile, normal ölüm ile, hastalık ve yaşlılıkla da imtihan ederiz. “ürünlerden yana eksiltmekle,..” Yani ekili alanlarınızı herhangi bir şekilde musibetlere uğratmakla ya da çocuklarınızın ölümüyle de imtihan edeceğiz. Çünkü çocuk insanın ciğerparesidir. “Sabır gösterenleri müjdele!” Yani, yukanda sayıları belâlar karşı sabır gösterenleri ya da, belâlar karşısında İstirca yapanları, yani “Biz Allah’ın kullarıyız, nihâyetinde Ona döneceğiz” diye teslimiyet göstererek sabredenleri müjdele! Çünkü İstirca; Allah'a teslimiyettir ve işin hassasiyetini gerektiği gibi kavramaktır. Nitekim, bir hadiste şöyle buyurulmuştur: “Herhangi bir musibet ve belâ anında kim (........) diye teslimiyet ve sabır gösterirse, Allah ona verdiği musibeti ya da belâyı hafifletir, Âhiret hayatını güzel eyler ve Allah o kuluna verdiği musibet yerine kendisinin memnun ve hoşnut kalabileceği iyi ve sâlih bir şey (evlat) verir.” Bk. Taberânî, el-Kebir; Ve Mecmeuzzevaid, 2/331. Beyhaki, Şuâbu'l-Îman; 9688. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kandili söner ve bunun üzerine şöyle buyurur: “Biz Allah'tan geldik ve sununda O'na döneceğiz.” der. Bunun üzerine kendisine bu da mı bir musibet ya da belâdır? diye sorulur. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurur ki: “Evet, mü'mine eza ve sıkıntı veren her şey bir belâdır, bir musibettir.” Bk. Ebû Dâvud, Mürseller: 412. Bu hitap ya Rasûlallah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e âittir veya müjde beklentisi içinde bulunan herkesedir. |
﴾ 155 ﴿