174

Şüphesiz Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip de onu biraz dünyalık için yok pahasına değiştirenler yok mu? İşte onların yiyip karınlarına indirdikleri şey cehennem ateşinden başka bir şey değildir. Kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz ve onları temize de çıkarmaz. Onlar için ayrıca acıklı bir azap da vardır.

“Şüphesiz Allah'ın indirdiği Kitaptan bir şeyi gizleyip de”

Yani Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in nitelikleri hakkındaki gerçekleri gizleyip de, “Onu bir dünyalık için yok pahasına değiştirenler yok ma?” bir karşılık veya bir değer, para ile ....

“İşte onların yiyip karınlarına indirdikleri şey cehennem ateşinden başka bir şey değildir.” Karınları dolana kadar, yani patlayana kadar. Meselâ:

“Filân kimse karnını (midesini) iyice doldurdu.” ve “Karnını birazcık doyurdu. “ifadesi gibi. Çünkü bir kimse yediği şeylere karşılık olarak ateş ile cezâlarıdırılacaksa, bu kimse bizzat ateş yemiş demektir.

Nitekim, bir kimse bedeli karşılığı olan diyet parasını alıp yiyorsa, ona,

“Filân kimse kan yedi.” denir. İşte bu da tıpkı bunun gibi bir ifadedir.

Nitekim şâir şöyle der:

Birtakım, cılız eşeklerimiz var bizim

Her gece yedikleri semerdir durmaksızın

Burada eşeklerin yedikleri şey Halbuki semer değil, semerden kazandıkları, elde edilen şeydir. Burada semer denmesinin sebebi, kazancın o yoldan elde olunması sebebiyledir. İşte âyetteki ifade de tıpkı buna benzer bir ifade olmaktadır. Çünkü eşeklerin yediği şey her ne kadar saman ise de, o samanın kazancı eşeğin sırtına vurulan semer sayesinde olmaktadır. Dolayısıyla Allah'ın haram kıldığı şeyleri yiyenler de ileride bunun cezâsı ateş olacağından burada bu, ateş yemek, midelerine ateş indirmek diye ifade olunmuştur.

Kıyamet gününde Allah onlarla -onları mutlu kılacak, sevindirecek bir söz ile— konuşmaz” Ancak şunun gibi bir ifade ile karşılık verir:

“Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık!” Mümünun, 108.

“ve onları temize çıkarmaz.” Onları bulaşıp bulandıkları günah kirinden temize çıkarmaz veya onlara sena olunmaz, ikinci kez bir söz hakkı, tekrar tekrar söz hakkı verilmez.

“Onlar için ayrıca acıklı bir azap vardır.” Her üç cümle de, (........) kelimesinin haberi üzerine ma'tûfturlar. Dolayısıyla, bu kelimenin cümlelerden oluşan dört haberi bulunmaktadır.

174 ﴿