213İnsanlar bir tek ümmet idiler. Allah da kendilerine müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi. İnsanların anlaşmazlığa düştükleri konularda hüküm vermek için hak yolu gösteren kitapları da beraberlerinde gönderdi. Halbuki o konularda anlaşmazlığa düşenler, ancak kendilerine deliller geldikten sonra sırf aralarındaki azgınlık ve hasetleri yüzünden anlaşmazlığa düşen (Yahûdî ve Hırıstiyanlar)dan başkası da değildir. İşte böylece Allah, îman edenlere, hak konusunda anlaşmazlığa düştükleri gerçeklen izniyle gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir. “İnsanlar hır tek ümmet idiler.” İnsanlar ta Hazret-i Âdem (aleyhi’s-selâm) dan Hazret-i Nûh (aleyhi’s-selâm) a kadar hep İslâm dini üzere ittifak etmişlerdir. Veya Hazret-i Nûh (aleyhi’s-selâm) ile onunla birlikte gemiye binenlerdir. Daha sonra aralarında ihtilâf, anlaşmazlık başgösterdi. İşte bunu üzerine, “Allah da kendilerine -mü'minleri sevap ile- müjdehyici ve -kâfirleri de azap ve cezâ ile- uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi.” Çünkü ihtilâf ettiklerine dâir ifadenin hazfıne (gizlendiğine), âyetin (.......) kısmı delalet etmektedir. Kaldı ki, Abdullah b. Mesud'un, (.......) tarzındaki kırâati de buna delâlet etmektedir. Ayrıca Rabbimizin: “İnsanlar sadece bir tek ümmetti, sonradan ayrılığa düştüler.” Yûnus, 19. âyeti de bu manayı doğrulamaktadır. Ya da, “İnsanlar kâfirler (inkârcılar) olarak tek bir ümmet idiler. İşte bunun üzerine Allah peygamberler gönderdi de onlar hakkında anlaşmazlığa düştüler.” demektir. (.......) kelimelerinin her ikisi de hâldir. “Halbuki o konularda -hak konusunda- anlaşmazlığa düşenler, ancak kendilerine -hakkın doğruluğunu gösteren- deliller geldikten -tartışmaya son verdirecek kitabın indirilmesinden- sonra sırf aralarındaki azgınlık ve hasetleri yüzünden -kendilerine inen kitaplar konusunda giderek daha fazlasıyla -anlaşmazlığa, düşen Yahûdî ve Hırıstiyanların başkası, da değildir.” Burada, (.......) mefûl-ü lehtir. Yani, aralarındaki haset ve çekememezlikten ötürü, dünyaya olan aşırı düşkünlükleri sebebiyle bir zulüm olarak ve bir de acımasızlıklarından ve adaletsizliklerinden, demektir. “İşte böylece Allah, îman edenlere, hak konusunda anlaşmazlığa düştükleri gerçekleri açıklayarak- izniyle -ilmi ile- gösterdi.” “Allah dilediğini doğru yola iletir.” |
﴾ 213 ﴿