272(Ey Rasûl!) onları hidâyete erdirmek sana âit değil. Fakat Allah dilediklerini doğru yola iletir. Hayır olarak Allah yolunda neyi harcarsanız o sizin kendi iyiliğinizedir. (Kaldı ki;) siz Allah rızasını gözetmeksizin bir hayır yapmazsınız. Hayır olarak ne harcama yapmışsanız o, eksiksiz olarak size döner. Ve” siz hiçbir zaman haksızlığa uğratılmayacaksınız. “(Ey Rasûl!) onları hidâyete erdirmek senin vazifen değil.” Ey Peygamber! Kimi insanların rencide etmek maksadıyla işledikleri başa kakma fiilini, onur kırmalarını, haram olan şeylerden infak etmelerini zor kullarıarak ve yasaklama getirerek onları doğru yola iletmek senin görevin değildir. Senin vazifen yalnızca yasakları onlara bildirmen ve tebliğ etmendir, başka değil. “Fakat, Allah dilediklerini doğru yola iletir.” Ya da bu şöyle tefsir edilmiştir: “Onları hidâyete muvaffak kılmak senin elinde değildir.” , ya da “Hidayeti var etmek senin elinde olan bir şey değildir. Bu sadece Allah'a âittir. “ “Hayır olarak Allah yolunda neyi ne tür bir malı- harcarsanız, o sizin kendi iyiliğinizedir.” Bundan sizin dışınızda bir başkası faydalanacak değildir. O hâlde bunu insanların başına kakıp durmayın, onlara karşı üstünlük taslayarak onurlarını kırmayın, eza etmeyin ve üzmeyin. “Kaldı ki; siz Allah rızasını gözetmeksizin bir hayır yapmazsınız.” Sizin infakımz sadece Allah nzasma yöneliktir. Yani; Allah'ın nzasını ve O'nun katında sizin olan şeyleri istersiniz. O hâlde size ne oluyor ki yaptığınız harcama ve iyilikleri insanların başına kakıyorsunuz ve asla öyle bir şeyle Allah nzası gözetilmezken nasıl oluyor da bu türden malları infaka kalkışırsınız? Bu olacak şey mi? Ya da bu nefiy olarak gelen ve fakat mana itibariyle nehiy, yani yasak koyan bir durumdur. Yani bunun manası şöyle demektir: “Allah'ın rızasını istemekten başka bir şekilde infakta bulunmayın, harcap ma yapmayın.” “Hayır olarak ne harcama yapmışsanız o, eksiksiz olarak size döner. Ve siz hiçbir zaman haksızlığa uğratılmayacaksınız.” Yaptığınız haynn karşılığı size kat kat verilecektir. Dolayısıyla ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmaktan kaçınmak için herhangi bir mazerete sarılmayın. Aynı zamanda yardım yaptığınız takdirde bunun en güzel ve kişiyi en incitmeyecek, onurunu kırmayacak manada en güzel ve en iyi olmasından da kaçınmayın. Çünkü; yaptığınız yardımlar açısından size haksızlık yapılmayacaktır. Bu tıpkı: “Onda hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı.” Kehf, 33. âyetinde geçtiği gibidir. Dikkat edilirse burada, (.......) kelimesi eksik bırakmadı, manasma gelmektedir. |
﴾ 272 ﴿