6Sizi rahîmlerde dilediği gibi şekillendiren O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. O Azîzdir, Hakîmdir. Sizi rahîmlerde dilediği gibi şekillendiren O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. O Azîz'dir (her şeye gücü yetendir) kendi yarattığı alemlerde hükümrandır-, Hakîm'dir (her hükmü bir hikmete dayalıdır) Her işi bir hikmete bağlı olarak yerine getirir -. Rivâyete göre Mecranoğullarına (Hırıstiyanlarına) âit bir heyet Medine'ye gelmişti. Sayıları altmış kadar idi. Aralarında on dört kişi kadarı ileri gelenlerden idiler. Başlarında da bir emirleri, bir vezirleri bir de alimleri bulunuyordu. Emirleri Akib adında biri idi, vezirleri de Seyid diye andıkları Eyhem admda biri idi. Bir de papaz olan ve Ebû Harise diye anılan alimleri bulunuyordu. Bunlar Hazret-i Îsa (aleyhi’s-selâm) konusunda tartışmaya giriştiler ve: “—Eğer Îsa Allah'ın oğlu değilse, o hâlde babası kimdir, dediler. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendilerine: — Siz bilmez misiniz, bir çocuk olmasın ki babasına benzememiş olsun, diye söyledi. Gelen heyet: — Elbette babasına benzer, dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu defa: — Siz, Allah'ın Hayy (hep diri olan ve ölmeyen) olduğunu, Îsa'nın ise öldüğünü bilmez misiniz? diye sordu. Halbuki bizim Rabbimiz kulları üzerinde egemendir, onları ayakta tutan ve koruyan, rızık veren O'dur. Îsa ise bunların hiçbirisini yapmaya asla kâdir değildir. Yerde ve gökte her ne varsa hiçbir şey asla Allah'a gizli kalmaz, Allah hepsini bilir. Halbuki Îsa sadece kendisine öğretilenlerin dışında asla bir şey bilmez, bilemez. Kaldı ki; yüce Allah, Îsa'yı anasının rahminde dilediği gibi şekillendirmiş, annesi de onu karnında taşımış ve daha sonra zamanı gelince de doğurmuş ve büyütmek üzere de emzirmiştir. Îsa da yer, içer ve konuşurdu; çünkü o da hadistir, sonradan yaratılmadır. Halbuki Rabbimiz bütün bunlardan münezzehtir.” İşte Resûlüllah’ın bu konuşması karşısında hepsi seslerini kestiler, bir şey diyemediler. İşte bunlarla ilgili olmak üzere Âl-i İmran Suresinin başından itibâren seksen küsur âyet bunlarla ilgili olarak indirmiştir. İbn Cerir ve İbn Ebû Hatim rivâyet etmişlerdir. Bk. el-Dürrü’l-Mensur, 2/142. Vahidi, Esbabu’l-Nüzul, S: 53. el-Bahru'l-Muhit, 2/373 vd. |
﴾ 6 ﴿