99

De ki: “Ey kitap ehli! (Gerçek dinin İslam olduğuna) tanık olup durduğunuz hâlde, neden Allah'ın yolunu eğri (yanlış) göstermeye kalkışarak îman edenleri Allah'ın yolundan saptırmaya çalışıyorsunuz? Allah sizin yaptıklarınızdan gâfil değildir.”

De ki: (.......) kelimesi menetmek, engel olmak manasınadır. Dolayısıyla mana şöyledir: “Allah'ın gidilmesi ve izlenmesini emretmiş olduğu yolun gerçek hak din olduğu bilindiği hâlde ad, bu da İslâm'dır- siz insanları bile bile bu yoldan nasıl engelleyip men edersiniz?”

Bilindiği gibi kitap ehli denilen Yahûdî ve Hırıstiyanlar, İslâm dinine girmek isteyenleri gayret ve çabalarıyla bu hak yoldan çevirmek gayreti içinde idiler. İşte âyet bu noktaya dikkat çekmektedir.

Âyetteki, (.......) kelimesi mahallen mensûbdur ve manası da “İstiyorsunuz” demektir. (.......) kelimesi de doğru ve mutedil olan ana yoldan ve çizgiden insanları soğutmak, yolu eğri ve yanlış göstermek, demektir. Dolayısıyla mana şöyledir:

“Siz doğru ve normal olan yoldan kitabınızda yer alan son peygamberin asıl niteliklerini değiştirerek ve benzeri yollar deneyerek saptırmak istiyorsunuz. “

Halbuki siz ona tanık olup durmaktasınız.” Buna rağmen doğruluğuna tanık olduğunuz o hak (gerçek) olan Allah yolundan insanları saptırıyorsunuz. Kaldı ki; bu doğru olan yoldan sapan kimse hem kendisi sapıktır ve hem de başkalannı da saptırandır. Ancak “Allahyaptıklarınızdan gâfil değildir.”

Yani; Allah'ın yolundan sapmanızdan Allah haberdardır. Bütün yaptıklarınızı bilir.

İşte âyetin bu son kısmı gerçekten büyük bir tehdidi ve şiddetli bir azâbı içermektedir.

Şimdi ele alacağımız bu ayetle mü'minlerin, dine karşı engel çıkaran bu kimselerden uzak durmaları isteniyor ve onlarla beraber olmaları yasaklarııyor. Rabbimiz şöyle buyuruyor:

99 ﴿