114(Onlar) Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyiliği emreder, kötülükten menederler ve hayır işlerinde yarışırlar. İşte bunlar sâlih kimselerdendir. “(Onlar) Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyiliği emreder, kötülükten menederler ve hayır islerinde yarışırlar.” Yani; îmanı ve her tür iyiliğin kapılarını gösterip emrederler. Küfürden ve şerî'atın yasakladığı şeylerden de menederler. Hayır ve iyilikleri kaçırmamak için o işlerde acele ederler. Âyetteki, (.......) kavliyle (.......) kavli mahallen merfû' olup ümmet kelimesinin sıfatıdırlar. Yani; “onlar hep ayakta durup namaz kılan, Kur'ân okuyan mü’min kimselerdir.” Yüce Allah burada mü'minleri öyle vasıflarla niteliyor ki; bu vasıf ya da özellikler Yahûdîlerde bulunmayan özelliklerdir. Çünkü onlar geceleyin secdeye kapanarak, namaz kılarak Allah'ın âyetlerini okumadıkları gibi, mü'minler gibi de îman etmemişlerdir. Onların imanları Hazret-i Üzeyir (aleyhi’s-selâm)’i Allah'a ortak koşmak olan bir inançtır. Aynı zamanda onlar Allah'ın bazı kitapları ile bazı peygamberlerini de inkâr ederler. Âhirete imanları da yine farklıdır. Çünkü; Yahûdîler Allah (celle celâlühü) ı, vasfedilmemesi gereken niteliklerle tanıtıyorlar. Aynı şekilde Allah'ın istediği doğrultuda emretmek ve nehyetmek konusunda da farklı bir inanca sahiptirler. Çünkü; Yahûdîler hep yalâkalık yapan bir toplumdurlar. Hayırda yanşta da farklı özelliklere sahiptirler. Çünkü; bu konudaki işleri hep ağırdan alırlar. Hayırda yanş yapmak, o işe istekle girişmek demektir. Çünkü; bir işe rağbet eden ya da ona istekli olan kimse mutlaka onu yerine getirmek için de hemen ara vermeden derhal gereğini yapar. “İşte bunlar -yukandaki özellikleri taşıyanlar- iyi kimselerdendir.” Yani Müslümanlardandır. Ya da duramları Allah katında iyi olan ve Allah'ın kendilerinden râzı olduğu kimselerdendir |
﴾ 114 ﴿