62Elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felâket gelince hemen, biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik, diye yemin ederek sana nasıl gelirler! “-nasıl yapıyorlar da- Elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felâket geldiği -Hazret-i Ömer'in Bişr adındaki münâfık kimseyi öldürdüğü- zaman -öldürülen münafığın münâfık olan arkadaş ve yakınları- hemen, (.......) hâldir. (.......) kavli ise, “Senden başkasını hakem kılmamızda biz art bir niyet taşımadık, başka bir şey muradetmedik.” demektir. Bizim amacımız kötülük değil, sadece iyilikti, güzellikti ve bir de iki hasım arasını bulmaktan ibâretti. Yoksa bizim bunu yapmamızla, sana muhalefet ettiğimiz manası çıkarılmasın, biz sana karşı çıkmadığımız gibi, senin verdiğin hükme karşı da öfke dolu değiliz. İşte bu durum onların işledikleri hataları sebebiyle kendileri için bir tehdit ve gözdağı olmuştur. Çünkü onlar pişmanliğin asla işe yaramayacağı pek yakın bir gelecekte büyük bir pişmanlık ve nedamet duyacaklardır. Onların mazeretleri de o gün kendileri için herhangi bir fayda sağlamayacaktır. Anlatıldığına göre öldürülen münâfık Bişr'in yakınları, onun kan bedelini istemeye gelirler. Halbuki Allah onun kanını heder kılmıştır. Yani o öldürülmeyi haketmişti, artık onun için bir kan bedeli de sözkonusu değildir. Yakmları kan bedelini istemeye geldiklerinde şöyle derler: “Bizim Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)’e gelip onun bizi dinleyip bir hüküm vermesini istememizde, bizim hiçbir zaman art bir niyetimiz yoktu. Biz şunu istemiştik. Ömer, adil bir hükümle bizim yakınımıza iyilikte bulunsun ve anlaşmazlığa düşen iki hasmın da arasım bulsun, istedik. Başka bir maksadımız yoktu. Halbuki biz hiçbir vakit onun bu şekilde verdiği bir hüküm ik hükmedeceğini asla düşünüp hatırımıza bile getirmemiştik.” |
﴾ 62 ﴿