152Allah'a ve peygamberlerine îman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara (gelince) işte Allah onlara bir gün mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. “Allah'a ve peygamberlerine îman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayan lara (gelince)” Bu âyette yer alan (.......) kelimesinin, (.......) kelimesinin üzerine dahil olmasının sebebi, çünkü bu (.......) kelimesi müfret/tekil olmada, müzekker ve müennes (yani eril ve dişi) olmada, bu ikisinin tesniyelerinde ve cemilerinde aynı lafızla kullanılır. “İste Allah onlara bir gün mükâfatlarını verecektir.” Yani kendilerine söz verilen sevaba kavuşurlar. Kırâat imâmlarından Hafs, (.......) kavlini burada görüldüğü gibi (.......) harfiyle okumuştur. “Allah çok bağışlayıcı -kötülükleri gizleyip örten- ve esirgeyicidü:” İyilikleri de kabul edendir. Bu âyet, Mu'tezilenin, “Büyük günah işleyenler, cehennemde ebedî olarak kalacaklardır.” görüşlerini çürütmekte ve geçersiz olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü âyette şu gerçeklere yer veriliyor ve şöyle buyuruluyor: “Şüphesiz Allah'a ve Resûlüne îman edenler ve Allah'a îman ile peygamberlerine îman arasında herhangi bir ayırıma gitmeyenler...” İşte böyle buyurmakla gerçek ortaya konulmaktadır. Dolayısıyla bir kimse bu şekilde bir inanca gerçekten sahip ise büyük günah işlese de kendilerine sevap ve mükâfat vadolunan kimseler arasında yer alır, demektir. Ayrıca bu âyet “mağfiret ve rahmet” gibi fiil sıfatlarının kadim olduğuna îman etmeyenlerin sözlerinin bâtıl olduğuna da bir delildir. Çünkü Allah: (.......) buyuruyor yani, “Allah Gafur ve Rahîmdir.” diyor. Onlar ise: “Allah ezelde Gafur ve Rahîm değildi, daha sonra Gafur ve Rahîm olmuştur.” diyorlar. Bu ise bâtıl bir görüştür. Zaten âyette bunun bâtıl olduğunun bir delilidir. |
﴾ 152 ﴿