164

Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kıs mim ise sana anlatmadık. Ve Allah Mûsa ile gerçekten konuştu.

Bir kısun peygamberleri sana daha önce -bu sureden önce- anlattık,”

Burada, (.......) kavli muzmer olan bir fiil ile mensûbtur. Bu da, (.......) “gönderdik” ve “bildirdik, haber verdik” anlamındadır. “bir kısmını ise sana anlatmadık.”

Ebû Zer (radıyallahü anh) Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, ne kadar peygamber gönderildiğini sormuş. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de şöyle buyurmuştur:

“Yüz yirmi dört bin peygamber gönderilmiştir.” Bu defa:

“Bu gönderilenler arasında Resul olanların sayısı kaç tanedir?” diye sormuş. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buna da şu karşılığı vermiştir:

“Üç yüz on üç tanedir. İlk Resul Hazret-i Âdem (aleyhi’s-selâm), son Resul de sizin peygamberiniz Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) dir. Bunlardan dört tanesi; Hûd, Sâlih, Şuayb ve Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) Arap soyandandır.” Bunu İbn Hibban sahihinde “361” numara ile rivâyet etmiştir. (Bak. Ebû Nuaym, Hilye; 1/166-168)

Bu âyet gösteriyor ki tek “tek peygamberleri isimleriyle tanıyıp îman etme şart yoktur.

Yani imanın sahih olması için tek tek hepsini bilme ve tanıma gereği yoktur. Hepsine birden îman etmek yeterlidir. Yeter ki herhangi birini inkâr vuku bulmamış olsun. Çünkü şart olarak istenen hepsine birden îman edilmesidir. Eğer hepsine ayrı ayrı îman etmemiz şart olmuş olsaydı yüce Allah onları mutlaka bizim için bir bir sayardı.

Ve Allah Mûsa ile gerçekten konuştu.” Arada hiçbir aracı olmaksızın konuşmuştur.

164 ﴿