170Ey insanlar! Resul size Rabbinizden gerçeği getirdi (bunda şüphe yoktur), şu hâlde kendi iyiliğinize olarak (ona) îman edin. Eğer inkâr ederseniz, göklerde ve yerde ne varsa şüphesiz hepsi Allah'ındır. (O'nun sizin inanmanıza ihtiyacı yoktur). Allah geniş ilim ve hikmet sâhibidir. “Ey insanlar! Resül size Rabbinizden gerçeği gelirdi (bunda şüphe yoktur),” (.......) kelimesi hâl de olabilir. Yani, (.......) demektir. Hak ve gerçek din demektir. “Şu hâlde kendi iyiliğinize olarak (ona) îman edin.” Nitekim, (.......) 66 âyeti de böyledir. Yani bunun da mensub olması muzmer olan bir fiilledir. Çünkü Allah onları îman etmeye ve teslis/üçlü ilâh inancına son vermeye davet ediyor. İşte gerçek böyledir. Şunu da bilmelisin ki Allah böylece onlara bir görevi, bir işi yüklemektedir. Bunun içindir ki, (.......) sizin için daha hayırlıdır, buyurmuştur. Yani, “Şuna yönelin, hedef olarak şunu seçin ve sizin için üzerinde olduğunuz inkarcüıktan ve teslis yani üç ilâh inancına sahip olmaktan daha hayırlı olacak bir işi yapın ve ona yönelin. Bu da Allah'a îman etmekten ve tevhit inancına sahip olmaktan başka bir yol değildir.” “Eğer inkâr ederseniz, göklerde ve yerde ne varsa şüphesiz hepsi Allah'ındır. (O'nun sizin inanmanıza ihtiyacı yoktur).” Dolayısıyla sizin Allah'ı inkâr etmeniz Allah'a zarar verecek değildir. “Allah -kimin îman edeceğini ve kimin de inkâr edeceğini bilme hususunda- geniş ilim ve hikmet sâhibidir.” Çünkü Allah her iki kesimi değerlendirmede cezâ ve mükâfat konusunda eşit tutacak değildir. |
﴾ 170 ﴿