171Ey ehli kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Îsa Mesîh, ancak Allah'ın resulüdür, (o) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı “kün: Ol” kelimesi(nin eseri)dir, O'ndan bir ruhtur. (O'nun tarafından gönderilmiş, yahut te'yit edilmiş, yahut da Cebrâîl tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu hâlde Allah'a ve peygamberlerine îman edin. “(Tanrı) üçtür” demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah'tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter. “Ey ehli kitap! Dininizde aşırı gitmeyin” Yahûdîler bu konuda öylene hadlerini aştılar ki, Hazret-i Îsa'yı, zina ürünü diyecek kadar aşağıladılar. Hıristiyanlar ise öylene ileri gittiler ki, Hazret-i Îsa'ya Allah'ın oğlu diyecek kadar aşırı hareket ettiler. “Ve Allah hakkında, gerçeklen başkasını söylemeyin.” Allah'ı şirkten, çocuk edinmekten uzak tutun, tenzih edin. “Meryem oğlu -Allah'ın oğlu değil- Îsa Mesîh, ancak Allah'ın resulüdür, (o) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı “kün: Ol” kelimesinin esen)dir, On dan bir ruhtur. (O'nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrâîl tarafından üfürülmüş bir ruhtur).” Yani Allah'ın yaratması ve “Ol” demesiyle yaratılmıştır. Bu tıpkı yüce Allah'ın şu kavli gibidir: “O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katından (bir lütfü olmak üzere) size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” Casiye, 13. İşte bu ayete dayanarak Ali İbn Hüseyin İbn vakid, Harun Reşid'in meclisinde bulunan genç bir Hıristiyan doktora cevap vermiştir. Çünkü bu hekim, “Sizin kitabınızda Îsa'nın Allah” tan olduğuna ilişkin âyet vardır.” demiş ve bu âyeti, (.......) âyetini okumuştur. İşte Ali İbn Hasen da yukanda mealini verdiğimiz Casiye/13. âyetini okuyarak cevap vermiştir. Yani, “Hepsi de O'ndandır” buyurmakla, hepsinin de Allah'ın bir parçası olduğunu mu söyleyeceksin? diyerek susturmuştur. Böylece bu Hıristiyan'ın Müslüman olduğu ve Harun Reşid'in de bundan büyük mutluluk duyduğu belirtilmektedir. (.......) kavli mübtedanın haberidir. (.......) ise mübtedadır. (.......) da bunun atfı beyanıdır ya da bedeldir. (.......) kavli de, (.......) kavli üzerine ma'tûftur. Hazret-i Îsa'ya “Kelime” denilmesinin nedeni, nasıl ki söz ile insanlar doğru yolu bulabiliyorlarsa, aynı şekilde Hazret-i Îsa ile de doğru yola erişebilmektedirler. Bundan dolayı böyle denmiştir. (.......) kavli hâldir. Olur ki, bu kelime ile anlatılmak istene şey de olabilir. Yani Allah o kelimeyi Meryem'e ulaştırdı. Ve onu onda var etti, meydana getirdi. (.......) kelimesi de aynı şekil de haber üzerine atfedilmiştir. Hazret-i Îsa'ya Ruh adının verilmiş olması, ölüleri diriltmesi sebebiyledir. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm de ruh diye adları dmlmıştır. Yüce Allah bunun için şöyle buyurmaktadır: “İşte böylece sana da emrimizle Ruh'u/Kur'ân-ı vahyettik.” Şura, 52. Çünkü Kur'ân da kalpleri ve gönülleri yeşertip diriltiyor. “Şu hâlde Allah'a ve, peygamber lerine îman edin. (.......) demeyin,” Burada yer alan, (.......) kavli mahzûf bir mübtedanın haberidir. Yani, “İlahlar üçtür demeyin.” Burada mahzûf olan ilâhlar anlamındaki, (.......) kelimesidir. “Sizin için hayırlı olmak üzere bundan -ilâhlar üç tür demekten- vazgeçin.” Burada Kur'ân'ın belirtmek istediği gerçek bizzat Hıristiyanların kendilerinden gelen açık ifadelerdir. Onlara göre, “Allah, Mesih ve Meryem” üçlüsü üç ilahtırlar. Mesih ise Allah'ın Meryem'den olma çocuğudur. Görmez misin bak yüce Allah şöyle buyurmuyor mu?: “Allah: “Allah ancak bir tek Allah'tır.” Burada, (.......) mübteda, (.......)ise haberidir. (.......) kelimesi de te'kit içindir. “O, çocuğu olmaktan münezzehtir.” Onu çocuğu olmaktan takdis ve tenzih ederim, O bunlardan uzak ve beridir. “Göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur.” İşte âyetin bu kısmı, Allah'a nispet edilen şeylerden Allah'ın uzak ve beri olduğunu açıklamaktadır. Çünkü burada mana olarak şu gerçeğe dikkat çekiliyor; Göklerde ve yerde her ne var ise hepsi Allah'ın yaratıklarıdır ve hepsi de O'nun mülküdür. Durum böyle iken nasıl olur da kendi mülkü olan bir şeyin bir kısmı haşa O'ndan bir parça olsun? Bu asla söz konusu değildir. Çünkü hem oğlu olmak ve hem mülkü olmak gibi ucube bir durum ikisi bir arada toplarınaz.71 Kaldı ki cüz yani parça olan bir şey, sadece cisim olan şeylerde söz konusudur. Yüce Allah ise cisim olmaktan münezzehtir, uzaktır. “Vekil olarak Allah yeter.” Yani her ikisini ve her ikisi arasında var olan her şeyi koruyan, işlerini düzene koyan, kollayan olarak Allah vekildir, bunlara Allah yeter. Her kim bir ihtiyacını karşılamaktan âciz kalırsa o kimse kendisine yardımcı olacak bir çocuğa muhtaç olur. Haşa Allah için bu asla varit değildir. |
﴾ 171 ﴿