14

“Biz Hıristiyanlarız” diyenlerden de kesin sözlerini almıştık. Ama onlar da kendilerine zikredilen (verilen öğütlerin veya Kitab’ın) önemli bir bölümünü unuttular. Bu sebeple kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah onlara yaptıklarını haber verecektir.

Biz Hıristiyanlarız'diyenlerden de kesin söz, almıştık.” Kendilerinden alınan kesin söz Allah'a îman, Peygamberlere îman ve onlara uymak ve iyi işler işlemek gibi şeylerdi.

Âyetin başında yer alan, (.......) cer edatı, (.......) kelimesine mütealliktir/ilgilidir.

Yani mana şöyledir: “Biz Hıristiyanlarız, diyenlerden de kesin sözlerini almıştık.” Burada car ve mecrûr fiil üzerine takdim edilmiştir fiilden önce getirilmiştir. Fiil ile “vav” harfi arası car ve mecrûr ile ayrılmıştır. Âyette, “Nasâradan/Hıristiyanlardan” diye söz edilmedi de, kendilerine, “Biz Nasranilerdeniz/Biz hıristiyanız, diyenlerden” ifadesi ile söz edildi. Çünkü Hıristiyanlar bizzat kendilerinin bu isimle, “Nasâra” ismiyle adlarıdırmaktadırlar. Çünkü iddialarına göre kendileri Allah'ın yardımcılarıdır ve bu isimle kendilerini adlarıdırmaktalar. Nitekim bunlar Hazret-i Îsa'ya da, “Biz Allah'ın yardımcılarıyız/Nahnu Ensarullah” demişler di. Daha sonraları Nesturiler, Ya'kûbiler ve Melkaniler diye ayrılığa düştükten sonra şeytanın yardımcıları olmuşlardı.

“Ama onlar da kendilerine zikredilen (verilen öğütlerin veya kitabın) önemli bir bölümünü unuttular.

İşte “Bu sebeple kıyamete kadar aralarında düşmanlık ve kin saldık.” Biz de bunun üzerine Hıristiyan mezhepleri ve fırkalan arasına ta kıyamete kadar sürecek olan ve değişik şekillerde ortaya çıkacak olan bir düşmanlık ve kin soktuk.

(.......) fiili yapıştırdık, ayrılmaz kıldık. Kelime, (.......) kelimesi de bu kökten olup, bir şeye yapışık ve bağlı olan, ayrılmaz olan manasınadır.

Yakında Allah onlara yaptıklarını haber verecektir.”

Yani kıyamet günün de cezâlarıdırmada, azap vermede her ne yaptılarsa tek tek bildirecektir.

14 ﴿