25Mûsa: “Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkası na hakim olamiyorum; bizimle, bu yoldan çıkmış toplumun arasını ayır” dedi. (.......) Mûsa: “Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkasına hakim olamiyorum; Burada geçen, (.......) kelimesi, (.......) ifadesine veya (.......) edatının ismi üzerine ma'tûf/yönelmiş bulunduğundan mensûbtur/üstün, fethalıdır.. Bunun manası da şöyledir: “Ben ancak kendime, kardeşim Harun da sadece kedine söz geçirebiliyor, ikimizden başka sözümüz kimseye kar etmiyor.” Ya da bu, (.......) edatı ile isminin mahalli üzerine veya (.......) ifadesindeki zamîr üzerine ma'tûf/yönelik olarak merfûdur/ötrelidir. Bunun fasl/geçiş için olması da câizdir. Yani, “Kardeşim kendinden başkasına söz geçiremiyor” demektir. Ya da bu mahzûf/kaldırılmış bir mübtedanın haberidir. Buna göre mana şöyledir: “Aynı şekilde kardeşim de...” İşte bu bir tür Allah'a derdini açmak, şikayet etmektir. Çünkü bu manada kalbin rikkatini/inceliğini ve yumuşamasını ortaya koymak bir bakıma yüce Allah'ın rahmetinin celbine, yardımına sebep olur, yardımın inmesine ve gelişine neden oluşturur. Sanki bu ifadelerde yardımcı olmayı isteyen diğer iki kimseye tam manasıyla güvenemediği gözüküyor. Bu açıdan Allah'tan korkan o iki kimseden yani Kaleb ibn Yufenna/Yukanna ile Yuşa ibn Nûn'a tam bir güveni olmadığını sergiliyor gibi. Bunun için sadece iki masum peygamberi yani kendisi ile kardeşi Harun'u öne sürüp göstermiştir. Yahut bununla şunu demek istemiş olabilir: “Dinim konusunda benim kardeşim olanlar dışında kimseye sözüm geçmiyor” demektir. “Bizimle, yoldan çıkmış olan bu toplumun arasmı ayır.” Bizimle onların arasını ayır. Bunlar neye ehilse onlara layık oldukları şey hakkında hükmünü sen ver. Bu, bir tür beddua manasınadır. Veya bizimle onları birbirimizden uzaklaştır. Bizi bunlarla arkadaş olmaktan sen kurtar. Bu âdeta şu Âyetteki ifadeye benzer bir ifadedir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Beni zâlim olan toplumdan kurtar.” Tahrîm, 11. |
﴾ 25 ﴿