87

Ey îman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri (kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez.

Ey îman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri (kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın.”

Yani temiz olanını ve helâl olandan hoşunuza gideni yeyin. (.......) kelimesinin manası, yani helâl olan bir şeyi tıpkı haram imiş gibi kendinizi ondan menetmeyin, uzak tutmayın. Ya da; “Biz bunu kendi kendimize haram kıldık/yasakladık” demeyin.

Yani helâl olan bir şeyi yememe konusundaki abartıyı belirtmek, helalden uzak durmak, terket mek anlamında böyle bir ifade kullarınayın, manasınadır.

Rivâyete göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) et olarak tavuk eti ve pelte paluze yerlerdi. Rasûllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tatlı ve balı çok severdi ve: “Mü’min tatlıdır, tatlıyı sever” buyurmuşlardır. Hafız İbn Hacer Askalani, bu hadisi Deylemî, “el-Firdevs” eserinde Hazret-i Ali'den rivâyet etmiştir, diyor. Bak. Haşiyetu'l-Keşşaf;1/671

Hasen-ı Basrî (v110/728) den anlatıldığına göre, kendisi bir yemeğe davet edilmiş, yanında da Ferkad el-Sebehi ve arkadaşları bulunuyormuş. Hepsi de sofraya otururlar. Sofrada da yağlı tavuk etinden yapılmış türlü yemekler, pelte/paluze ve daha başka yiyecekler de bulunuyormuş. Ancak Ferkad sofraya oturmayıp bir kenara çekilir. Hasen-ı Basrî: “Yoksa Ferkad oruçlu mu,” diye sorar. Kendisine: “Hayır, oruçlu değil, fakat o bu şekilde çeşitli yiyeceklerin bol olarak bulunduğu sofralar dan hoşlarınaz” derler.

Bu cevap üzerine Hasen-ı Basrî Ferkad'e dönerek: “Sen, an salyasının/balın buğday özüyle karıştırılarak halis tereyağından yapılmış olan bir tatlıyı bir Müslümanın ayıpladığını, bunda kusur bulduğunu gördün mü hiç?” diye karşılık verir.

Yine Hasen-ı Basrî'ye dayandırılarak rivâyet olunmaktadır. Kendisine filân kişi pelte/paluze yememektedir, denilmiş. Hasen-ı Basrî de: “Peki ya o soğuk su içiyor mu?” diye sormuş, çevresindekiler de: “Evet” demişler. Bunun üzerine Hasen-ı Basrî: “Gerçekten o adam câhilin biriymiş. Çünkü o kimsenin soğuk su içmesi sebebiyle Allah’ın onun üzerindeki nimet hakkı, Paluze/pelte yediği zamanki nimet hakkından daha büyüktür” demiş.

(.......)

Yani, bir şeyi helâl veya haram kılmada Allah'ın sizin için çizdiği sının aşmayın veya sizin için helâl kılman sının aşıp haram sınıra girmeyin, demektir. Yahut da, helâl ve temiz şeyleri yemekte israfa ve savurganlığa kaçmayın, manasınadır.

Allah sınırı aşanları sevmez.”

87 ﴿