3Göklerde de yerde de yegâne gerçek ilâh Allah'tır. O sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da. O, hayır ve şer olarak ne kazanacağınızı da bilir. “Göklerde de yerde de yegane gerçek ilâh Allah'tır.” Âyette yer alan, “O Allah'tır” cümlesi, dilbilgisi açısından mübteda ve haberdir. “Gökler ve yer” ifadeleri ise, mana bakımından, “Allah” isminin manasıyla alâkalıdırlar, ona bağlıdırlar. Sanki şöyle denilmek isteniyor: “O Allah onun yani gökler ile yerin her ikisinde de hak ilahtır.” Nitekim yüce Allah'ın şu âyeti bu gerçeğe gayet açık olarak değinmektedir: “Gökte de ilâh, yerde de ilâh sadece O'dur.” Zuhruf,84 Yani her ikisinde de bilinen ve tanınan Hak ilâh sadece Allah'tır. Ya da O, kendisi için: “Allah her ikisinde,gökte ve yerde var olan zâttır.” Diye ifade olunan O gerçektir. Birinci görüşe göre, eğer lafız türetilmiş olarak kabul edilmesi baz alınarak : “O, her ikisinde de ilahtır.” Diye tefsirlerıırken, ikinci görüşe göre yani Allah Lafzâ-ı Celali türetilmiş bir isim değildir görüşü açısından, “O, her ikisinde de Allah'tır.” Kısaca bilindiği üzere Arap dil bilginleri arasında “ALLAH” Lâfza-i Celâli “İlah” lâfzından türetilmiştir görüşünü savunanlar olduğu gibi, kimisi de bu, “İlah” lâfzından türetilme değildir, “Allah” İsm-i Celâli bu manada türetilmemiş/müştak olmayan bir özel isimdir. Görüşünü ileri sürmektedirler. Birinci görüşe göre Allah ismi Celili yerine ilâh ismi de söylene bilir. İkincilerine göre bizzat Allah lafzinm söylenmesi daha yerindedir. “O, sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da.” Bu, dil bilgisi açısından haberden sonra bir haberdir. Ya da bu, âyette yer alan yeni bir cümledir bu durumda mana: “O, sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da.” Yani mealde görüldüğü gibi. Hayır ve şer olarak, “Ne kazanacağınızı da bilir.” Buna göre ya sizi ödüllendirir veya yaptıklarınızdan ötürü sizi cezâlarıdırır. |
﴾ 3 ﴿