57

De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanmaktayım. Siz ise O'nu yalanladınız. Gelmesi için acele ettiğiniz azap da benim elimde depdir. Azâbı çabuklaştırmak veya geciktirmekle ilgili hüküm, yalnız Allah'a âittir. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırhsıdır.

Âyette heva ve heveslere uymanın yanlışliği açıklandıktan sonra bu defa bu âyet ile de neye uymanın gerekli olduğuna dikkat çekiliyor ve uyanda bulunuluyor ve şöyle buyuruluyor:

De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanmaktayım.”

Yani şüphesiz ben Rabbimi çok iyi taniyorum. O, apaçık delil ve hüccetlerle sabit olduğu gibi tek mabuddur ve O'ndan başka da bir ma'bût yoktur.

Siz ise O'nu yalanladınız.” Öyle ki,başka şeyleri “Rabbimden bir beyyine üzereyim” demek, Rabbim tarafından gelen bir hüccete, kesin kanıta dayaniyorum. Bu da Kur'ân-ı Kerîm'dir.

“Siz ise onu yalanladınız.”

Yani beyyineyi yalanladınız. zamîrin müzekker olarak gelmiş olması ise, bunun “Burhan veya Beyan” olarak tefsirlerınasına göredir.

Daha sonra böylelerinin azâba hak kazandıkların göstermek için hemen yukandaki ifadenin peşinden şöyle buyuruldu:

Gelmesi için acele ettiğiniz azap da benim elimde değüdir.” Çünkü kimi âyetlerde belirtildiği gibi hemen çarçabuk bir azâbın gelmesini ya da getirilmesini istiyorlardı. Rabbimizin şu kavlindeki onların ifadeleri işte şöyledir:

“Üzerimize gökten taş yağdır.” (Enfal,32) Ancak “Azâbı çabuklaştırmak veya geciktirmekle ilgili hüküm, yalnız Allah'a âittir.”

Azâbınızın ertelenmesi hususu... “O hakkı anlatır.” Âyetin bu kısmı yani, (.......) Kısmı Nâfi', Âsım, Ebû Cafer ve İbn Kesîr kırâatlerine göredir.

Yani (.......) fiiliyle okumuşlardır. Dolayısıyla, Allah’ın hükmettiği şeyde Hakka ve hikmete uyarlar.” Diğer kırâat imâmları ise, (.......) diye (.......) fiilinden okumuşlardır.

Yani ister ertelemeyle ilgili olsun ister çabuklaştırma ile alâkalı bulunsun hükmü vermek yalnızca Allah'a âittir.” Burada, (.......) kaza yani yargı ve hüküm manasınadır. Aynı zamanda, (.......) kelimesi, (.......) Fiilinin mastanna âit sıfattır. Ve, “Ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırhsıdır.”

Yani hak yargıyla yargılayanların en hayırlısıdır. Çünkü ayırmak, gerçeği ortaya koymak yargılamanın hükmün ta kendisidir. Yazıda/Hatta “ye” harfinin düşmüş olması iki sakin harfin bir araya gelmemesi için lafız ile uyum sağlasın diyedir.

Yani, (.......) yerine, (.......) olarak gelmiştir.

57 ﴿