| 122Ölü iken kendisini dirilttiğimiz ve insanlar arasında yürüyebilmesi için kendisine bir ışık verdiğimiz kişi, karanlıklar içinde kalıp çıkamayan kimse gibi hiç olur mu? Kâfirlere yaptıkları işler böyle çekici olarak gösterilmiştir. “ölü iken kendisini dirilttiğimiz” Kâfir iken kendisini doğru yola ilettiğimiz kişi -çünkü îman denilen şey, gönüllerin hayatı ve onları diriltmenin temelidir- Burada geçen, (.......) kelimesi yedi kırâat imâmlarından sayılmayan Medineli Nafî ve Ebû Cafer'e göre, (.......) olarak okunmuştur. “Ve insanlar arasında yürüyebilmesi için kendisine bir ışık verdiğimiz kişi,” Yani kesin îman gerçeğine ulaştırdığımız kimse, yakini anlamda ve gerçeği görmüşçesine halk arasında yürüme imkânını kendisine verdiğimiz kişi, “karanlıklar içinde kalıp çıkamayan kimse gibi hiç olur mu?” Yani şaşkın hâlde dolanıp duranla aydınlıkta olan hiçbir olurlar mı? Şaşkın olan karanlıktan çıkıp kurtulamaz. Bu ifade burada dilbilgisi bakımından haklıdır. Âyette aydınlıkta olan kimseden kasıt Peygamberimizin amcası Hazret-i Hamza'dır. Karanlar içinde şaşkın hâlde dolanıp duran da azılı İslâm düşmanı Ebû Cehil'dir. Ancak burada en sağlıklı tefsir âyetin bu iki kimse ile sınırlı olamayıp Allah'ın doğru yola ileterek hidâyet ettiği herkes için geneldir. Bu manada herkesi kapsar. Aynı şekilde Allah'ın karanlıklar içinde bıraktığı tüm insanları da... Yüce Allah burada, hidâyete eren ve doğru yolu buları kimseleri dinlen ölüye benzetiyor. Dolayısıyla böyle kimseler halk arasında hikmet ve îman nuruyla aydınlarıarak dolaşma imkânını elde ederlerken, kâfirlerin konumu da karanlıklar içerisinde kalıp da oradan çıkıp kurtuluş imkânını bulamayanlara benzetilmiştir. “Kâfirlere yaptıkları işler böyle çekici olarak gösterilmiştir.” Nasıl ki mü’minlere imanlarını süslü ve cazip göstermiş isek, yüce Allah kâfirlere de küfürlerini çekici olarak göstermiştir. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurur: “Şüphesiz âhirete inanmayanların amellerini kendilerine cazip gösterdik.” (Neml,4) | 
﴾ 122 ﴿