4Biz, hakkı yalanlamaları yüzünden helâkini istediğimiz nice ülkeleri ve halkım gece vakti uyurlarken ve güpegündüz dinlenirlerken apansız gelen azâbımızla yok ettik. Bu âyetteki, “nice” kelimesi mübtedadır. (.......) ise açıklama amaçlıdır. Mübtedanın haberi de, “yok ettik, helâk ettik” cümlesidir. Bu da, “helâkini istediğimiz” manasınadır. Tıpkı şu âyetteki gibi: “.... namaza kalktığınızda,- Yani: namaza kalkmayı istediğiniz zaman, .” (Mâide, 6) (.......) O ülkeler halkına azâbımız geldiğinde-gelince, demektir. (.......) kelimesi, “geceleyenler” anlamında hâl yerinde gelen bir mastardır. Nitekim, (.......) diye söylenince bu, “İyi ve güzel bir uyku çekti” anlamındadır. (.......) cümleside, (.......) kelimesi üzerine atfolumuş bir hâldir. Sanki şöyle denilmektedir: “Bizim azâbımız onlar geceleyin uyurlarken ve gündüz dinlenirlerken apansız geliverdi.” Yine burada, (.......) diye geçen cümlede arada atıf edatı olan vav harfi olmaksızın zikredildi. Nitekim Arapçada, vav harfi olmaksızın, (.......) şeklinde bir ifade kullanılmaz. Çünkü kelime kendisinden önce geçen bir hâl üzerine eğer affolunursa, aynı cümlede iki atıf vavmın bulunması ağır kaçacak olmasından ötürü biri hazf olunur, çünkü hâl manasına gelen vav harfi bizzat atıf vavı olup sırf vâsi için ödünç olarak alınmıştır. Âyette özellikle gece vakti ile gündüzün kuşluk vaktinin zikredimiş olması, bu her iki vaktin de gaflet zamanı oluşundandır. Bu iki vakit içerisinde gelen azap gerçekten çok çetin ve oldukça ağır ve aşağılayıcı bir azaptır. Nitekim Hazret-i Lût'un kavmi geceleyin uykuda iken seher vaktinde helâk olundular. Hazret-i Şuayıb (aleyhisselâm) ın kavmi de kaylule vakti denilen sabahın gaflet vakti olan kuşluk zamanında ortadan kaldırıldılar (.......) demek, gece uyurlarken,demektir. (.......) demek de, “gündüzün dinlenirlerken” demektir. |
﴾ 4 ﴿