8Ve o kıyamet gününde adalete dayalı dakik ve şaşmaz terazide amellerin tartılması gerçekleşecektir. Artık kimin iyilikleri kötülüklerine ağır basarsa, işte bunlar Allah'ın rızası ve cennetle ödüllendirilip kurtuluşa ereceklerdir. Âyetteki, (.......) demek, amellerin tartılıp değerlendirilmesi demektir. Böylece ameller arasında ağır basıp üstün gelen ile altta kalıp hafif olanını ortaya çıkarmaktır. Aynı zamanda bu kelime mübteda olup, haberi de, (.......) kelimesidir. Bu şu manayadır: “Allah'ın ümmetlere ve onların peygamberlerine soracağı günde,” İşte bu cümle hazfedilmiş, yerine bu manayı da içeren, (.......) kelimesindeki tenvîn getirilmiştir. (.......) burada adaletle demektir.Bu aynı zamanda, (.......) kelimesinin de sıfatıdır. Yine deniliyor ki: Kıyamet gününde içinde amellerin yer aldığı sayfa ve defterler bir dili, tartıda dengeyi sağlayan ibresi ve iki de kefesi bulunan bir terazide tartılacaktır. Bunun da nedeni, onlara insaflı davramldığını açık olarak ortaya koymak, bir mazeret sergilemelerine meydan vermemek içindir. Bir başka tefsire göre eşit manadaki bir yargılama ve adalete dayalı bir hükümle gereken yapılacaktır. Ancak yine de bunun keyfıyetini,nasıl ve nice olduğunu Allah bilir. “Artık kimin iyilikleri kötülüklerine ağır basarsa,” (.......) kelimesi, mizan veya mevzun kelimesinin çoğuludur. Yani, “herhangi bir ağırliği, değerlendirilmesi bulunan ve böylece tartılabilen ameller -ki bunlar kişinin yapıp-ettiği güzel işlerdir- ağır ve baskın gelirse,..” veya “kendisiyle onlara âit güzel iş ve hizmetlerinin tartılıp değerlendirildiği şey.” “İşte bunlar Allah'ın rızası ve cennetle ödüllendirilip kurtuluşa ereceklerdir.” |
﴾ 8 ﴿