9Kimin de kötülükleri baskın çıkar ve iyilikleri-sevap yönü hafif kalırsa, âyetlerimizi inkâr etmeleri yüzünden cehennem ateşine ve azâba maruz kalmalarından dolayı hüsrana uğrayacaklardır. “Kimin de kötülükleri baskın çıkar ve iyilikleri-sevap yönü hafif kalırsa,” ki bunlar kâfirlerdir, imansız olduklarından ötürü herhangi bir önemi hâiz, değerlendinlecek amelleri de yoktur. Bunların mizanlarında bir hayır ve iyilik yoktur. Dolayısıyla iyilik ve sevap yönleri de hafif kalacaktır. “Âyetlerimizi inkâr etmeleri yüzünden cehennem ateşine ve azâba maruz kalmalarından dolayı hüsrana uğrayacaklardır.” Burada geçen, “âyetler” den kasıt deliller, hüccet ve kanıtlar demektir. “İnkâr etmeleri” zulüm, bir şeyi konması ve olması gereken yerin dışına koymak, gerekeni yapmamak demektir. Burada da, “delil ve hüccetleri inkâr etmeleri onlara boyun eğmemeleri” demektir. gibi şeylerdir. Diğer taraftan, (.......) kelimesinde (.......) harfinin açık bir şekilde yer alması, bunun kelimenin-aslından olması sebebiyledir. Halbuki (.......) kelimesi böyle değildir. Burada (.......) harfi kelimenin aslından değil, zâiddir. Ancak kırâat imâmlarından Nâfi, (.......) kelimesinin (.......) kelimesine benzerliği sebebiyle bu da hemzeli olarak, (.......) tir. “Hâl böyle iken bu nimetlere ne kadar da az şükrediyorsunuz!” Bu da tıpkı, “…Rabbinize karşı görevlerinizi ne kadar da az hatırhyorsunuz!” (A'raf 3) âyeti gibidir. |
﴾ 9 ﴿