16İblîs de: “Mademki Sen benim yoldan çıkıp sapıtmamı istedin, ben de çıkıp onların doğru yolunun üzerinde mutlaka pusu kurup yatacağım” dedi. Mademki benim doğru yoldan çıkmamı, sapıtmamı diledin... Yani: Bizzat benim yoldan çıkmam sebebiyle, demektir. Burada, (.......) daki (.......) harfi mahzûf olan sebebiyle “yemin-kasem fiiline mütealliktir. Buna göre de mana şöyledir: “Benim yoldan çıkıp sapmamı istemene and içerim ki, veya burada bizzat (.......) harfinin kendisi yemin manasınadır. Bu durumda mana şöyle olur: “Senin beni yoldan çıkarman sebebiyle yemin ederim ki,” “Ben de çıkıp onların doğru yolunun üzerinde mutlaka pusu kurup yatacağım'dedi.” Ben de bundan böyle onların İslam yoluna çıkıp kendilerine engel olmak için, onların bu yoldan gidiş ve gelişlerini hep gözeteceğim, tuzak kurup fırsat bekleyeceğim. Tıpkı kervanların yolunu kesip onları vurup yağmalanak için düşmanların kendilerini pusuda bekledikleri gibi tuzaklar kurup bekleyeceğim. Burada bunun mensûbluğu ise zarf olması sebebiyledir. Tıpkı Arapçadaki şu cümle gibi: “ Yani (.......) demektir. Türkçe'si ise: Zeyd sırtı vurdu- yani Zeyd onları arkalanndan vurdu, demektir. Tavus'un anlattığına göre, kendisi Mescid-i Harâm'da bulunduğu bir sırada Kaderiye mezhebine mensup biri geldi, bunun üzerine Tavus kendisine: “Buradan kalkıp gider misin yoksa seni biz mi kaldırıp atalım?” deyince, adam da kalkıp ayrıldı. Bu defa oradakilerden biri Tavus'a: “Sen bu şekildeki bir konuşmayı bir fakih ve ilim sâhibi birine karşı mı yapıyorsun?” demesi üzerine, Tavus da ona: “İblîs ondan çok daha bilgiliydi ve fakat o Rabbine karşı: Rabbim! Senin benim yoldan çıkmama sebep olman.... sebebiyle, diye Rabbine karşı çıkmıştı” demesi üzerine, itirazda bulunan kimse de: “Ben nefsime aldandım” dedi. |
﴾ 16 ﴿