75

Kavmin ileri gelenlerinden büyüklük taslayanlar, içlerinden zayıf görülen mü’minlere dediler ki: “Siz Sâlih'in Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz? Onlarda; şüphesiz biz onunla ne gönderilmişse ona mü’min kimseleriz, dediler.

Kırâat imâmlarından İbn Âmir, âyetin baş tarafında bulunan, “dedi” fiilinin başına bir vav harfi ekleyerek, (.......) şeklinde okumuştur. Ayrıca, (.......) cümlesi, cer edatının tekrarı ile, (.......) dan bedeldir. Çünkü, (.......) derken her ikisinde de, (.......) cer edatı vardır. Burada, Bedel olan bir kelimenin amilin iadesinin takdiri hâlinde gelebileceğinin de bir delil ve kanıtını görmüş oluyoruz. Bir de, (.......) daki (.......) zamîri, (.......) ye râcidir. Bu ise şu gerçeğe işaret ediyor; kafirlerin aşağıladıkları, güçsüz kabul ettikleri kimseler yalnızca inanlardan olanlardır. Yoksa inanmayanlardan güçsüzler var olsalar da kâfirler öyle kabul etmiyorlar. Bu, eğer zamîr (.......) üzerine ma'tûf olursa bir delildir. Eğer zamîr, (.......) üzerine değil de, (.......) üzerine ma'tûf ise, bu takdirde müstad'aflar mü’min de kafir de olabilirler, her iki kesim içinden de böyleleri bulunabilir, manası ortaya çıkar. Âyette kafirlerin önde gelen azılılarının aşağılayıp küçümsedikleri kişilere seslenişlerini ve onlara karşı takmdıkları tavırlarını görüyoruz. “Siz Sâlih'in Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz? Onlarda şüphesiz biz onunla ne gönderilmişse ona inananlarız, dediler. Halbuki lider konumundaki azılı kâfirler, zayıf ve güçsüzlere alaylı bir şekilde soru yöneltiyorlardı. İşte onların verdikleri yukandaki ifade onlar için bir cevap idi. Çünkü onlar, müstad'af olan güçsüz kesime, Hazret-i Sâlih'in elçi olarak gönderildiğini bilebildiklerinden soruyorlardı. Böylece Hazret-i Sâlih'in bir elçi olarak gönderildiğinin teslim edilen manada bilinen bir gerçek olduğunu ortaya koyuyorlardı. Sanki onlar diyorlardı ki: “Onun bir elçi olarak gönderildiğine ilişkin bilgileri yanında hangi görevle ve nelerle gönderildiğine dair de bilgilerinin olduğunu net bir şekilde ifade ediyorlardı. Çünkü asıl üzerinde durulması gereken konu, Hazret-i Sâlih'e îman etmenin farz olduğu gerçeğidir. İşte biz de bu gerçekten hareketle size bildiriyoruz ki: Bizler aynı zamanda ona îman etmiş kimseleriz de. “

75 ﴿