171Bir zamanlar dağı İsrâ'il oğullarının üzerine bir gölgelik gibi kaldırdık da, o dağı üzerlerine düşecekmiş sandılar. Dedik ki: “Size verdiğimiz kitaba ciddi olarak sarılın ve içindeki hükümleri hep hatırlayıp uygulayın ki felaketlerden korunasınız.” (.......) Bir zamanlar dağı İsrâ'il oğullarının üzerine gölge gibi kaldırdık da; Onu kaldırdığmızı bir hatırla, yerinden kopanp kaldırdığımızı bir an hele... Bu ifade âdeta (Nisa,154) (.......) kavli gibidir. (.......) tavan ve bulut gibi insanı gölgeleyen her şey demektir. “O dağı üzerlerine düşecekmiş sandılar.” O dağın üzerlerine düşeğini bildiler, anladılar. Bu olayın oluşu, Yahûdîler Tevrât'ta yer alan hükümlerin kendilerine ağır geldiğinin ve o hükümleri kâdiramayacaklarını gördüklerinde, kabul etmekten kaçındıklar. Yüce Allah da Tûr dağım onların kapladığı alan kadar üzerlerine kaldmp yükseltti. Yani bu alan bir Fersaha bir fersah çapında idi. Bir fersah ise üç mil uzunluğunda bir ölçü birimidir yani bu alan, 3¼ X 3¼ demektir. Tûr üzerlerine kaldırılmca kendilerine: “Ya Tevrât'ta yer alan hükümleri kabul edersiniz veya bu dağ üzerinize düşer.” Başlarını yukan kaldmp dağın üzerlerine düşecek hâlini gördüklerinde hepsi hemen sol kaşı üzerine yatıp secdeye kapandılar. Çünkü sağ gözüyle de dağa dikkat ediyor, korkularından üzerlerine düşüp düşmeyeceğini gözetliyorlardı. İşte bütün gördüğün Yahûdîler secde ederlerken hep sol gözleri üzere secdeye vanrlar ve bu secdeye de: “bizden muhakkak olan dağın düşmesi cezâsını önleyen secde” ismini verirler. Biz de onlara şöyle söyledik: (.......) Size verdiğimi (kitabı) kuvvetle tutun. Kitapta, Tevrât'ta yer alan hükümlere sağlam ve ciddi manada bağlanın. Bunun için ondaki hükümlere kararlılıkla sanlın, sıkıntı ve zorluklara katlanın, sorumlulukları da yüklenin. (.......) Ve içinde olanı hatırlayın ki korunasınız” dedik. Halen üzerinde bulunduğunuz kötülüklerden kurtulasınız, korunasınız. |
﴾ 171 ﴿