32

(Ey Resûlüm Muhammed!) Yine hatırla! Hani müşrikler demişlerdi ki: “Allah'ım! Eğer bu (Kur'ân), senin katından gönderilen hak bir kitap ise, derhal üstümüze gökten taş yağdır veya bizi bir başka acıklı ve şiddetli azap ile cezâlarıdır.”

(Ey Resûlüm Muhammed!) Yine hatırla! Hani müşrikler demişlerdi ki: “Allah'ım! Eğer bu (Kur'ân), senin katından gönderilen hak bir kitap ise,” Âyette geçen, (.......) kelimesi, (.......) kelimesinin ismidir. (.......) kelimesi de fasl zamîridir. (.......) kelimesi de (.......) kelimesinin/fiilinin haberidir.

Rivâyete göre Nadr İbn Haris: “Bu Kur'ân, geçmiş toplumlara dair efsanelerden başka bir şey değildir” deyince, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu şöyle tersler: “Yazıklar olsun sana. Bu, Allah'ın kelamıdır.”

Bunun üzerine Nadr İbn Haris başırıı göğe doğru kaldırarak şöyle der:

Derhal üstümüze gökten taş yağdır”

Yani Kur'ân hak bir kitap ise, bunu inkâr etmemizden dolayı, tıpkı Ashâb-ı Fiil'i cezâlarıdırdığın gibi bizi de pişirilmiş tuğladan taşlarla cezâlarıdır.

Veya bizi bir başka acıklı ve şiddetli azap ile cezâlarıdır.”

Yani acıklı azap türlerinden başka bir azap türü ile cezâlarıdır. Dolayısıyla bu şahıs Bedir savaşırıda yakalanıp bu şekilde tutuklarııp öldürüldü.

Muâviye'den gelen rivâyete göre; kendisi Sebe'halkından birine, “Senin mensubu bulunduğun toplumun ne kadar da câhil ve bilgisiz bir toplum imiş. Çünkü onlar hükümdar olarak bir kadını, Belkıs'ı başlarına geçirmişlerdi” diye aşağılayınca, adam da Muâviye'ye şu karşılığı vermiştir:

“Aslında benim mensubu bulunduğum kavmimden senin mensubu olduğun kavim cehalet ve bilgisizlikte çok daha öndedir. Çünkü Resûlüllah kendilerini Hakka davet ettiği zaman onlar: Allah'ım! Eğer Muhammed'in bize okuduğu bu Kur'ân, senin katından gönderilen hak bir kitap ise, derhal üstümüze gökten taş yağdır veya bizi bir başka şiddetli azapla cezâlarıdır.'“Karşılığım vermişler ve fakat;'Eğer bu Kur'ân hak bir kitap ise bizi ona yönelt'dememişlerdi.”

32 ﴿