18

Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve: bunlar, Allah katında bizim şefâatçilerimizdir, diyorlar. De ki: “Siz Allah'a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Hâşâ! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir.”

Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar” Putlara tapmamaları, onlara ibâdeti terketmeleri hâlinde zarar vermeyecek ve veremeyecek, ibâdet ve kulluk etmeleri durumunda da onlara bir fayda sağlamayacak olan şeylere tapıyorlar.

Ve: bunlar, Allah katında bizim şefâatçilerimizdir, diyorlar.”

Yani dünyada ve dünya maişetinde bizim yardımcılarınıızdır, derler. Çünkü bunlar öldükten sonra dirilmeyi ve hesaba çekilmeyi zaten kabul etmiyor, buna îman etmiyorlar. Hatta bir âyette de onların durumları şu şekilde bildiriliyor: “Onlar,'Allah ölen bir kimseyi diriltmez'diye olanca güçleriyle Allah adına yemin ettiler.” (Nahl,38) Ya da eğer yeniden dirilme ve huzura toplanma varsa, bunlar kıyamet gününde bize şefâatçi ve aracı olacaklardır, derler.

De ki: “Siz Allah'a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyor sunuz?” O taptıklarınızın Allah katında şefatçı olacaklarını mı haber vermek istiyorsunuz? Bu, Allah'ın hâşâ bilmediği bir şeyi Ona haber vermek anlamında bir ifadedir. O bütün âlemleri bilen tek zât olduğu hâlde eğer o bilmeyecekse, bu demektir ki bir şey olmayacaktır. Halbuki böyle bir durum imkân dışıdır. Bir de âyette yer alan: “Göklerde ve yerde” kavli bu nefyi reddetmek içindir. Çünkü eğer herhangi bir şey bu ikisinde yok ise, demektir ki o şey yoktur.

Hâşâ! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir.” Burada Allah zatının, bir ortağının olmadığını bildirerek, zâtını şerikten tenzih ediyor, uzak ve beri kılıyor.

Kırâat imâmlarından Hamza ile Ali Kisâî, (.......) kelimesini (.......) harfiyle, (.......) olarak okumuşlardır. Buradaki, (.......) edatı da mavsuledir ya da mastariyedir.

Yani; Allah'a ortak koştuklarından münezzehtir” demektir. Ya da; “Onların kendisine ortak koşmalarından münezzehtir” demektir.

18 ﴿