17

Öyleyse yapıp ettikleriyle peygambere uyan kimseler ile sadece dünya hayatını isteyenler bir ve eşit olabilirler mi? Bir şâhit olarak Allah'tan gelen Kur’ân izler. Bundan önce de Mûsa'nın kitabı Tevrât bir rahmet ve önder olarak onu izlemektedir. İşte Allah'tan gelene ve peygamberine îman ederler. Zümrelerden hangisi onu inkâr ederse işte cehennem ateşi onun varacağı yerdir. Bundan senin şüphen bulunmasın. Çünkü o, Rabbin tarafından gönderilen bir vahiydir. Fakat insanların çoğu, buna îman etmezler.

Öyleyse yapıp ettikleriyle peygambere uyan kimseler ile sadece dünya hayatını isteyenler bir ve eşit olabilirler mi?”

Yani dünya hayatını isteyenler ile, Rabbi tarafından elinde bir beyyineye, bir kanıta sahip olan kimse hiç eşit olabilirler mi?

Yani onlar derece bakımından ötekisine yetişemezler, ona yaklaşamazlar. Aralarında bir yakınlık, bir izleme olamaz. Kısaca her iki gurup arasında gayet açık bir fark ve durum vardır. Bu âyette burada kasdolunan kimseler, Yahûdîlerden olup da İslam dinini kabul eden Abdullah ibn Selâm ve benzeri başka zatlardır.

Burada, (.......) kavli, Allah tarafından bir delile, bir açıklamaya sahip olan, İslam dininin hak ve gerçek din olduğuna ilişkin olarak ellerinde kesin bir kanıta sahip olan kimseler, demektir. Bu da akla dayalı olan bir delildir.

Bir şâhit olarak Allah'tan gelen Kur’ân izler.” Bu burhan ve delili da bir şâhit ya da tanık izler ki, bu tanık o şeyin doğru olduğuna şâhitlikte bulunur. Doğruluğu hakkında şâhitlik yapacak olan da Kur'ân'dır ve bu Kur'ân ise Allah tarafından indirilmedir. Ya da Kur'ân'dan bir tanıktır. Nitekim bu da az önce geçti.

“Bundan önce de Mûsa'nın kitabı Tevrât bir rahmet ve önder olarak onu izlemektedir.”

Kur'ân'dan önce de, Hazret-i Mûsa'nın kitabı olan Tevrât, dinde uyuları ve izlenen bir din kitabı, örnek alınacak bir hayat kitap, onlara göre bir değere ve öneme sahip olan büyük bir nimet olarak o burhanı, o delili izlemişti.

Burada geçen, (.......) kelimelerinin her ikisi de hâldirler.

İşte bunlar Allah'tan gelene ve peygamberine îman ederler.”

Yani bir beyyine, bir delile üzerinde olanlar Kur'ân'a îman ederler.

(.......) Zümrelerden hangisi onu inkâr ederse işte cehennem ateşi onun varacağı yerdir.” Mekke halkından olsun ve Hazret-i Muhammed'e karşı örgütlenmek suretiyle harekete geçen guruplar olsun kim Kur'ân'ı inkâr ederse, onların varacağı yer ve gidecekleri mekân cehennem ateşi olacaktır.

“Bunda şüphen olmasın.” Ya da vanlacak yerleri hakkında hiçbir kuşkuları olmasın.

Çünkü o, senin Rabbin tarafından gönderilen bir vahiydir. Fakat insanların çoğu, buna îman etmezler.”

17 ﴿