21

Mısır'da onu satın alan adam, karısına dedi ki: “Ona değer ver ve güzel bak! Umulur ki bize faydası olur. Veya onu evlât ediniriz.” İşte böylece Mısır da adaletle hükmetmesi ve kendisine rüyadaki olayların tefsirunu öğretmemiz için Yûsuf'u o yere yerleştirdik. Allah, emrini yerine getirmeye kâdirdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Mısır'da onu satın alan adam, karışma dedi ki:” Satın alan kişi Kıtfîr idi. Bu şahıs Mısır'da hazine işlerinden sorumlu em üst düzeydeki kişisi yani Azîzi idi. Bu sırada Msır kralı, Reyyan bin Velid idi. Kendisi Hazret-i Yûsuf'a îman etmiş ve Hazret-i Yûsuf hayatta iken vefat etmiştir. Azîz yani üst düzey mali sorumlu Hazret-i Yûsuf'u ağırliğinca para, ipek ve misk karşılığında satın aldı. Hazret-i Yûsuf bu sırada 17 yaşlarında idi. Hazret-i Yûsuf, Azîz'in evinde tam 13 yıl kaldı. Reyyan Bin Velid kendisini vezir yani bakan yaptı. Hazret-i Yûsuf bu sırada 30 yaşma gelmişti. Bundan sonra yüce Allah kendisine ilim ve hikmet verdi. Hazret-i Yûsuf hikmet ve ilim ile Allah tarafından büyük ikrama erdiğinde 33 yaşında bulunuyordu. Hazret-i Yûsuf 120 yaşında vefat etmiştir.

(.......) kavlindeki lam harfi, (.......) kavline değil, (.......) kavline mütealliktir. “Ona değer ver ve güzel bak!” Onun yanımızdaki yerini ve mevkiini iyi değerlendir, ona güzel muamele de bulun. Onu memnun et ve hoşnut kıl. Nitekim bunu da: “Zira kocanız benim velinimetimdir, bana güzel davrandı.” (Yûsuf,23) âyetinden öğreniyoruz, delil budur. Dahhak bunu: “Bakımına, üst ve başına, yeme ve içmesine, tak ve yorganına, kalacağı yere oldukça itina göster, iyice yetiştir” diye tefsirlamıştır.

Umulur ki bize faydası olur.” Olur ki iyi bir şekilde yetiştirilince, işlere tam alışınca, o işlerin nasıl işlediğini ve cereyan ettiğini kavrayınca, umulur ki bizim yapmakta olduğumuz şeyleri yaparak o da bize yardımcı olur, bize bir yaran dokunur.

Veya onu evlât ediniriz.” Yahut onu kendimize oğul ediniriz, onu kendi çocuğumuz yerine koyanz. Kıtfir'in çocukları olmuyordu, kısırdı. Ancak Kıtfir Yûsuf'ta bir gelecek olduğunu kavramıştı. Bu bakımdan da şöyle diyordu: “İşte böylece” Bu ifade ile yüce Allah, daha önce onu kurtardığına ve Kıtfir'in ya da Azîz'in gönlünü şefkat ile ona yönlendirip meylettirdiğine işaret ediyordu. “Kef” harfi mensûbtur. Bu, “İşte bu kurtarma ve Azîz'in gönlünü şefkatle ona bağlamamız gibi” takdirindedir.

Mısır da adaletle hükmetmesi ve kendisine rüyadaki olayların tefsirunu öğretmemiz için Yûsuf'u o yere yerleştirdik.”

Yani Yûsuf'u kurtardığımız ve Azîz'in şefkatle onun üzerine eğilmesi için gönlünü ona meyi ettirdiğimiz gibi, onun için Mısır topraklarında onu yerleştirdik. Onu orada emir ve yasak koyan manada yetkili, tasarruf sâhibi kimse kıldık. Onu kurtarmamız ve Mısır toprakları üzerinde güç ve imkan sâhibi kılmamız, ona orada adalet üzere hükmetmesi ve rüyalarda görülerrolayları olduğu gibi tefsirlaması için öğrettik.

Allah, emrini yerine getirmeye kâdirdir.” Kimse Allah'ı dilediği şeyi yapmaktan engelleyemez, Ona mani olamaz. Ya da Yûsuf'un işi, emri üzerinde hakim olan Allah'tır, Allah ona ne dilerse onu tebliğ eder. Yoksa kardeşlerinin dilediği değildir.

Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”

21 ﴿