40

Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, sizin ve atalarınızın taktığı bir takım isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlar hakkında herhangi bir delil indirmemiştir. Hüküm sadece Allah'a âittir. O size kendisinden başkasına ibâdet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.

Allah'ı bırakıp da taptıklarınız,” Bu hitap o iki kişi ile Mısır toplumundan olup da bu iki kişinin inancında olanlara karşı olmaktadır.

Sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlerden başka bir şey değildir.”

Yani sizler hiçbir zaman ilâh olmaya layık olmayan varlıkları ilâhlar diye adlarıdırdınız. Sonra gidip bu ilahlaştırdığınız âciz varlıklara tapındınız. Böyle yapmakla sanki sizler bir takım aslı ve astan olmayan, soyut bir takım isimlere tapınır duruma gelmiş oldunuz.

(.......) kavlinin manası, (.......) demektir yani siz onları bu isimlerle isimlendirdiniz, anlamındadır. Meselâ, (.......) gibi ki bu, (.......)takdirindedir.

Allah onlar hakkında herhangi bir delil indirmemiştir.” Allah onları bu şekilde adlarıdırasmız diye herhangi bir hüccet ve delil indirmiş değildir.

Hüküm sadece Allah'a âittir.” İbadet ve kulluk konusunda, din hususunda emir vermek, hüküm koymak yalnızca Allah'a âit olan bir durumdur. Daha sonra yüce Allah'ın neye hüküm verdiğini, neyi emrettiğini açıklamak üzere şöyle dedi:

O size kendisinden başkasına ibâdet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur.”

Yani kesin delillerin, kanıtların ve burhanların gerçek anlamda ortaya koyduğu gerçek din, inanılması gereken din budur.

Fakat insanların çoğu bihnezler.” İşte bütün bu gerçekler gösteriyor ki, kul bir şey bilemezse de, câhil biri olmuş olsa da, gerçekler gözlerinin önüne serildiğinde ve ilim açısından doğrunun ne olduğu kendisi tarafından anlaşıldığında, artık mutlaka sonuç itibariyle kendisini bağlamaktadır. Burada işaret olunan gerçek işte işin bu noktasıdır.

Yûsuf daha sonra rüyayı tefsirlamak üzere şöyle dedi:

40 ﴿