51

Kral kâdirılara dedi ki: Yûsuf'un nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler, Azîzin karısı da dedi ki: “Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir.”

Kral kâdirılara dedi ki: Yûsuf'un nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi?” Nasıl bir durumda idiniz? Siz Yûsuf'un size karşı bir meyli, arzusu olduğunu hissettiniz mi?

Kâdirılar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler.” Kâdirılar böyle söylemekle, Hazret-i Yûsuf'un ne kadar iffetli ve üstün bir ahlâk sâhibi olduğunu, böyle birini yaratan yüce Allah'ın kudretine karşı hayretlerini dile getiriyorlardı, dolayısıyla onun suçsuzluğunu ve herhangi bir günah işlemediğini bildiklerini açıklıkla söylüyorlardı.

“Azîzin karısı da dedi ki:

“Şimdi gerçek ortaya çıktı.” İşte asıl mesele şimdi ortaya çıkmış oldu ve gerçek kesin olarak anlaşıldı.

“Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir.”

Nitekim (.......), (Yûsuf 26) “Yûsuf: Asıl kendisi benim nefsimden murat almak istedi'dedi.” Kavli ile bu kavil bakımından artık onun aklanmış olduğuna, nezahetine dair bir başka şâhitliğe aslında gerek yoktur. Bu ikisi delil olarak yeterlidir. Çünkü kâdirılar kendi aleyhlerine olmak üzere tanıklık etmişler ve kendisine atıları iftira ile Hazret-i Yûsuf'un hiçbir alakasını ve ilgisinin olmadığını itirafta bulunmuşlardır.

Bundan sonra elçi tekrar Hazret-i Yûsuf’a döndü ve kadmların onun hakkında söylediklerini, Azîzin hanıminin itirafını, aynı şekilde kadının kendi aleyhindeki şâhitliğini Yûsuf'a aktardı. Bunun üzerine Hazret-i Yûsuf:

51 ﴿