57

Îman edip de kötülüklerden sakınanlar için âhiret mükâfatı daha hayırlıdır.

Îman edip de kötülüklerden sakınanlar için âhiret mükâfatı daha hayırlıdır.” Burada söz konusu edilen Hazret-i Yûsuf ile ta kıyamete kadar gelecek olan bütün mü’minlerdir.

Süfyan b. Uyeyne şöyle diyor: “Mü'min olan kimse yaptığı iyi ve güzel işler sebebiyle hem dünyada buna karşılık alır, hem de âhirette bu iyiliklerinin karşılığını bulur. Fâcir yani kötü olan kimsenin ise, ona yaptığı iyiliklerinin karşılığı hemen bu dünyada verilir. Ona âhireti için iyiliklerinden bir pay ve nasip bırakılmaz. Sonra da delil olarak bu âyeti okudu.”

Rivâyete göre Kral Hazret-i Yûsuf’a taç giydirdi. Ona kendi devlet mührünü verdi. Onu kılıcıyla kuşattı. Hazret-i Yûsuf'a inci ve yakut kakmalı altından bir taht hazırladı ve şöyle konuştu; tahta gelince bununla senin mülkünü sağlamlaştırdım, mühür ile de işini düzene soktum. Taca gelince bu benim atalarınıın ve benin giysilerimden değildir.. Bunun üzerine Hazret-i Yûsuf koltuğuna oturdu, krallar ona boyun eğip kendisine karşı mütevazi duruma geçtiler. Kral da bütün işleri ona bıraktı. Azîzi yani kırfir'i de görevden aldı. Bir müddet sonra Kıtfir öldü. Kral, Hazret-i Yûsuf'u onun kansıyla evlendirdi. Hazret-i Yûsuf kâdirıla beraber olunca onun hala bakire olduğunu gördü ve kadına şöyle dedi: “Bu durum, senin daha önce benden istediğinden daha hayırlı değil midir? Kadından Hazret-i Yûsuf un biri Efrasim ve Miyşa adlarında iki çocuğu dünyaya geldi. Hazret-i Yûsuf Mısır'da adaleti gerçekleştirdi, kadın ve erkek herkes tarafından sevilip sayıldı. Kral ve birçok insanlar onun vasıtasıyla hak dini kabul ettiler. Kıtlık yıllarının ilk yılında Mısır halkına altın ve gümüş karşılığında satış yaptı. Bir şeyleri kalmayınca bu defa onlara ikinci senesinde ziynet eşyası ve mücevherler karşılığında mal sattı. Üçüncü yılında ise hayvanlarla takas yapmak suretiyle halka mal sattı. Kıtlık yıllarının dördüncü senesinde de köle ve cariye karşılığında ihtiyaç duyuları malları sattı. Beşinci yılında evler ve diğer arazilerle, akar getiren mallarıyla takas yaparak ihtiyaç maddelerini sattı. Altıncı yılda çocuklarına karşılık mal verdi ve yedinci yılda ise hepsini köleleştirmek karşılığında ihtiyaçlarını karşıladı. Daha sonra bütün Mısır halkını kölelikten azad etti ve onlara mülklerini geri verdi. Hazret-i Yûsuf, insanların ihtiyaç duydukları şeyleri satın almak üzere kendisine gelenlere, bir deve yükünden fazla bir şey satmazdı, sadece bir devenin taşıyabileceği kadar satardı.

Bu arada tıpkı Mısır'da baş gösteren kıtlık Kenan bölgesinde de baş göstermişti. Hazret-i Ya'kûb (aleyhisselâm) ihtiyaç duyuları şeyleri satın almaları için oğullarını oraya gönderdi. İşte bu gelen âyet de bu gerçeği anlatıyor:

57 ﴿