26

Deki “onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı onundur, ö ne güzel görendir, ne güzel işitendir. Onların ondan başka bir yardımcısı yoktur. Ve o, kendi hükmüne kimseyi ortak etmez.”

Yani o Allah, onların kalma müddetlerini, ihtilafa düşenlerden daha iyi bilir. Gerçek sana haber verdiğidir. Ya da bu, Ehl-i Kitab'ın sözünün (Allah tarafından) hikâye edilmesi ve “Deki Allah daha iyisini bilir” sözü onlara bir cevaptır. Cumhûr’a göre bu onların şu kadar müddet kaldıklarına dair Allah'u Teâlâ'nın haber vermesidir.

Göklerin ve yerin gaybı onundur. Göklerdeki ve yerdeki bilinmeyenlere ve orada bulunanların gizli hallerine dair bilginin kendisine âit olduğunu zikretti. O ne güzel görendir, ne güzel işitendir.

Yani o bütün mevcudatı ne güzel gören ve bütün işitilenleri ne güzel işitendir. Gökler ve yer halkınınm ondan başka işlerine bakacak yardımcısı yoktur. O, kazasındaki hükmüne, onlardan hiçbir kimseyi ortak etmez.

(.......) kelimesi, Şamî'ye göre nehiy olarak “şirk koşma” manasına (.......) dir. Ona, bu Kur'ân'dan başkasına getir, yada onu değiştir diyorlardı. Ona denildiki:

26 ﴿