19(Süleyman) Onun üzerine gülümseyerek dedi ki: “Ey Rabbim, bana ve anababama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnud olacağın iyi iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle beni iyi kulların arasına kat.” Süleyman (aleyhisselâm) onun, bu sakındırmasına ve karıncaların faydası için onlara yol göstermesine ve nasihat etmesine hayret ederek ya da adaletinin zuhurundan dolayı sevinerek gülümsedi. “gülerek” kelimesi hâldir, tekittir. Çünkü tebessüm gülmek manasındadır. Peygamberlerin en çok gülüşü ise tebessümdür. Zeccâc da böyle demiştir. (.......) bana ilham et, demektir. Hakikâti ise; beni nimetine şükretmekten başka herşeyden uzaklaştır, demektir. Bana, bana ve babama verdiğin peygamberlik, saltanat ve ilim nimetine şükretmeyi ilham et. Anababayı nimetlendirmek çocuğu nimetiendirmek demektir. Bana ömrümün geri kalanında râzı olacağın sâlih ameli işlemeyi ilham et! Beni rahmetinle cennete girdik! Sâlih amelimle değil. Çünkü Hadis-i Şerifte de geçtiği üzere onun rahmeti olmadan cennete hiç kimse girmeyecektir. Peygamberler zümresi içerisinde ya da sâlih kullarınla birlikte girdir! Rivâyete göre Kannca orduların sesini duydu ama onların hava da olduklarını bilemedi. Bu esnada Süleyman (aleyhisselâm) rüzgara emretti. Onları korkutmamak için, yuvalarına girinceye kadar havada durdular. Daha sonra da bu duayla dua etti. |
﴾ 19 ﴿