20(Süleyman) kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi: “Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?” (.......) Mekkî, Ali ve Âsıma göre (.......) şeklinde diğerlerine göre nin sukûnuyladır. Tefakkud; göremediğin kişiye karşı şiddet göstermektir, (.......) Bilâkis manasınadır. Yani, o kuşları araştırdı. Onlar arasında Hüdhüd'ü bulamadı. Onun hazır olduğu ve kendisini zaten birşeyden ya da başka bir sebepten dolayı göremediği anlamamda “onu niçin göremiyorum?” dedi. Sonra onun orada olmadığı ortaya çıktı. Bu sebepten birinci sözünden vazgeçti ve “bilâkis o, kaybolmuş” dedi. Zikredildiğine göre Süleyman (aleyhisselâm) haccettiğinde, Yemen'e doğru çıktı. Zeval vakti Sanâ'ya vardı. Namaz kılmak için yere indi. Su bulamadı, Hüdhüd onun yeraltındaki suyu tesbit eden elemanıydı. Suyu camda gördüğü vakit yeraltında da görüyordu. Şeytanlarda suyu çıkanyorlardı. İşte bu sebepten onu araştırdı. Yine zikredildiğine göre Süleyman (aleyhisselâm) ın başına güneş ışınlarından bir nebze düştü. Bu sebepten o, yukarı baktı, Hüdhüd'ün yerinin boş olduğunu gördü. Kuşların en bilgilisi Kerkenezi çağırdı. Ona sordu. Onda, onun bilgisini bulamadı. Sonra kuşların reisi Kartala “onu bana getir” dedi. O yükseldi ve baktı. Onun geldiğini gördü. Ona saldırdı, O da Allah adına ondan aman diledi. O da onu bıraktı. Süleyman (aleyhisselâm) a yaklaştı ve “Ey Allah'ın peygamberi! Allah'ın huzurundaki duruşunu hatırla” dedi. Süleyman (aleyhisselâm) titredi ve onu afetti. |
﴾ 20 ﴿