60O taptıkları, ortak koştukları şeyler mi daha hayırlıdır-” yoksa gökleri ve yeri yaratan ve sizin için gökten su indiren -yağmur yağdıran- mi?” Burada (.......) diye başlayan bu âyetin başında yer alan (.......) harfi ile bundan önceki âyetin sonunda yer alan (.......) ibâresinde yer alan (.......) harfinin başında bulunan (.......) arasındaki farka gelince, (.......) âyetinin başında yer alan (.......) harfine göre bir önceki âyette geçen muttasıldır. Yani ilgi zamîri manasınadır. Çünkü mana: “Bu ikisinden hangisi daha hayırlıdır? “demektir. Halbuki bu âyetin başında yer alan (.......) harfi munkatıdır. Çünkü kelime burada (.......) manasınadır ki, bu ızrab içindir. Yani bir konudan bir başka konuya geçmek manasınadır ama bu arada (.......) manasını yani soru anlamında olan (.......) yi de anlam olarak içinde barındırır. Çünkü “Allah mı daha hayırlıdır” yoksa ilâhlar mı? diye sorduğunda, buna cevap olarak şöyle buyurdu: “Bilâkis gökleri ve yeri yaratan mı” daha hayırlıdır? Burada onlara karşı bir gerçeği ortaya koymaktadır. O da, şu âlemi, varlık dünyasını yaratan, elbette hiçbir şeyi yaratma gücü olmayan cansız varlıklardan çok daha hayırlıdır. “Ki biz o su ile sizin bir tek ağacım bile yetiştiremeyeceğiniz nice güzel bahçeler yetiştirdik.” Burada “yetiştirdik” anlamında olan kelime, (.......) kelimesidir ki, yetiştirdik, (bitki) bitirdik, meydana getirdik gibi manalara gelir. İşte âyetin bu kısmıyla, artık söz gaip ifadeden, birinci şahsa dönüştürüldü ki, bu şekliyle söz konusu fiillerin yaratılmasının Yüce Allah'ın zâtına özgü olduğuna, ona has olduğuna dikkat çekmek, bu yöndeki manayı pekiştirmek içindir. Yani Yüce Allah şunu bildirmek istiyor ve diyor ki, “Farklı çeşit ve tadardaki, renklerdeki bahçeleri, meyveleri, ağaçları, bitkileri yaratan, meydana getiren ve bitiren, bütün güzellikleriyle bir tek sudan var eden Allah'tır.” Zaten âyette geçen (.......) ifadesi, “su İle su sayesinde “demektir. (.......) kelimesi de “bahçeler” demektir. Çoğul bir kelimedir, tekili de “bahçe” kelimesidir. (.......) : Çevresi duvarla örtülü olan bahçe demektir. Kelime kök itibariyle (.......) kelimesinden alınmadır. Bu da ihata etmek, çevirmek, kuşatmak manasına gelir. Yine âyette tekil olarak (.......) kelimesi zikredildi, (.......) kelimesi kullanılmamıştır. Çünkü mana (.......) kelimesinin çoğul olması hasebiyledir. Meselâ: (.......) yani kâdirılar gitti, dediğin zaman, gitti, fiilini tekil olarak kullanmaktasın. Ayrıca çoğul kullanmaya gerek yoktur. Bu da aynen böyledir. (.......) kelimesi de güzel demektir. Çünkü o bahçeye bakanlar, güzelliğine hayran kalırlar. Daha sonra da şu ifade ile aidiyetlik manasını göstermek için de şöyle buyurdu: “siz, bir tek ağacını bile yetiştiremezsiniz,” sizin buna gücünüz yetmez. Burada geçen “oluş “kelimesi, yaraşmak, yapmasının yakışık alması manasınadır. Burada demek istenen husus şu gerçektir: “Bütün bunları, Allah'tan (celle celâlühü) başkasının yapması muhâldir, olamazdır. Bu, sadece Allah'a (celle celâlühü) özgü olan bir fiildir, ona hastır.” “Allah'la birlikte başka ilâh mı var? -Allah'tan (celle celâlühü) başkalannı mı Allah (celle celâlühü) ile denk tutuyor ve ona ortak mı koşuyorlar?- Hayır! Fakat onlar haktan uzaklaşan bir kavimdir.” Bilâkis onlar, başka şeyleri Allah'a (celle celâlühü) denk ilâhlar kabul ediyorlar. Ya da onlar Haktan yani tevhid inancından dönüyorlar. Yüze karşı olan hitaptan sonra gelen (.......) ibâresi, onların görüşlerinin yanlışliğinı daha açık ve net bir şekilde ortaya koymuş olmaktadır. |
﴾ 60 ﴿