65

De ki: “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.”

Gayb: Hakkında herhangi bir delil ortaya konulamayan şeydir. Yaratılmışlardan hiçbirisi de gayb konusunda hiçbir şeye muttali olamaz, herhangi bir bilgiye sahip değillerdir. Bu itibarla mana: Allah'tan başka hiçbir kimse gaybı bilemez” demektir. Evet, Yüce Allah göklerde ve yerde var olan her şeyden yücedir, münezzehtir.

Bu âyette yer alan “gayb” kelimesi, Araplardan Temîm oğulları kabilesinin lehçesine göredir. Çünkü Temîm oğulları munkati olan istisna ile muttasıl olan istisnayı aynı şekilde değerlendirirler, birini diğerinden ayırt etmezler. Bu itibarla tıpkı muttasıl isnada yaptıkları gibi munkati isnada da nasb ve bedel durumlarını câiz görürler.

Meselâ: “Evde tor eşekten başka hiçbir kimse yoktur “demeleri ifadesi böyledir.

Hazret-i Âişe (rha) diyor ki: “Kim, yarın neler olacağım bileceğini iddia ederse, o kimse Allah'a karşı en büyük iftirayı atmış olur.” Müslim, îman, h; 287/177; Buharî, h: 3234-3235,4612,4855, 7380 ve 7531; Tirmizî, Sûre 6, bap: 5; sûre 53, bap: 3. Müslim, uzunca bir hadis içerisinde Hazret-i Âişe'den (rha) rivâyetle hadisten bu bölümü de veriyor.

Halbuki yüce Allah şöyle buyuruyor:

“De ki: “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, “Deniliyor ki bu âyet:

“Müşrikler, Resulullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), kıyametin ne zaman kopacağım sorduklarında, bu âyet o zaman inmiştir.”

“Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler, “ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

Âyette yer alan (.......) kelimesi, (.......) fiilinin faili yani öznesidir. (.......) kelimesi de bu fiilin mefulü yani tümlecidir. Allahlâfzı da (.......) kelimesine bedeldir.

65 ﴿