| 10Mûsa'nın anasının kalbi bomboş kaldı. Eğer biz (çocuğu ile ilgili sözümüze) inancını koruması için kalbine güç vermeseydik, neredeyse bunu açıklayacaktı. Mûsa'nın anasının kalbi bomboş kaldı. - Yani çocuğunun Fir'avun'un eline düştüğünü öğrenince büyük bir dehşete düştü ve âdeta aklını kaçırmış gibi oldu, ne yapacağım bilemez durumdaydı - Eğer biz -çocuğu ile ilgili sözümüze olan- inancını koruması için kalbine güç vermeseydik, neredeyse bunu açıklayacaktı.” ortaya koyacaktı. (.......) kelimesindeki zamîr, Mûsa'ya râcidir. Bundan kasıt, Mûsa ile ilgili durumu, onun kıssasını, onun kendisinin çocuğu olduğunu söyleyecekti. Söylendiğine göre, Nil'deki dalgaların tabutla âdeta oynadığını, bir o yana bir bu yana savurduğunu görünce, neredeyse şöyle bağıracaktı: “Eyvah oğlum gitti!” Yine söylenenlere göre, Hazret-i Mûsa'nın annesi, oğlunun Fir'avun'un eline düştüğünü öğrendiğinde, şefkat ve merhamet duygusundan ötürü, “Eyvah, oğlumu öldürecekler!” diye bağıracaktı. (.......) âyetinde yer alan (.......) harfi, aslında şeddeli hâli olan (.......) iken, şedde kaldırılarak, (.......) diye gelmiştir, tahfif edilmiştir. Yani ibâre: (.......) demektir. Kalbi raptetmek ya da bağlamak demek, sabır ilham etmek suretiyle güç kazandırmak, onu takviye etmek, demektir. Bunu da: “İnancım koruması için “, vadimizi ve sözümüzü tasdik edip doğrulaması için yaptık. Çünkü biz ona: “Biz onu sana geri çevireceğiz “demiş olduğumuz vadimiz gereği bunu yaptık. (.......) kelimesinin cevabı ise mahzûftur ve o da “kesin olarak onu açığa vuracaktı” ifadesidir. Ya da mana şöyledir: “Hazret-i Mûsa'nın annesi, oğlunun Fir'avun tarafından alındığım ve onu kendisine evlat edindiğini öğrenince artık hiçbir tasa ve endişesi kalmamıştı. Bundan dolayı neredeyse sevincinden, çocuğun kendisine âit olduğunu söyleyiverecekti. Çünkü sevincinden ve duyduklarından ötürü yaşadığı mutluluktan âdeta kendinden geçmişti. Eğer gerçekten biz onun kalbine sükûnet ve huzur vermeseydik, sıkıntısını gidermeseydik, yaşadığı aşırı sevinç yüzünden ne yaptığının farkında olmadan çocuğunu açığa verecekti. Biz kalbine öyle bir güç kazandırdık ki, böylece annesini, Allah'ın vadine güvenen ve buna kesin inananlardan olsun istedik. Yoksa Fir'avun'un onu evlat edinmesi onun için bir güven değildi.” Yûsuf b. Hüseyin diyor ki: “Mûsa'nın annesine iki emir verildi ve kendisine iki de yasak getirildi. İki de müjde verildi. Mûsa'nın annesi bütün bu konularda Allah'a güvenip dayanmadıkça, onu veli edinmedikçe, bunlar ona herhangi bir yarar sağlamadı, ne zamanki kalbini tümüyle Allah'a verince, Allah da onu koruması altına aldı ve onun kalbine takviye verdi, ona dayanma, gücü verdi.” | 
﴾ 10 ﴿