25İbrâhîm, onlara dedi kî: “Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi (ve çıkar) uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkâr edip tanımayacak; kiminiz kiminize lânet edecektir. Barınağınız cehennem olacaktır. Yardımcılarınız da olmayacaktır.” “İbrâhîm, onlara -kavmine- dedi ki: “Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi (ve çıkar) uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz.” Bu âyette geçen (.......) kelimesini, Hamza ve Hafs, (.......) olarak okurlarken, Medine ve Şam kırâat imâmları ile Hammad, Yahya ve Halef bunu, (.......) diye okumuşlardır. Mekke ve Basra okulları ile Ali aynı kelimeyi merfû' olarak (.......) diye okumuşlardır. Eş-Şemuni, Bercumi ise aynı kelimeyi (.......) diye okumuşlardır. İki tefsir açısından kelimenin mensûb olarak okunması, sebep ve illet açısındandır. Buna göre mana şöyle olmaktadır: “Nasıl ki insanlar herhangi bir mezhep ve görüş etrafında buluşuyorlarsa ve bu durum onların birbirlerini sevmelerine, bağlı kalmalarına neden olabiliyorsa, sizin de durumunuz aynen böyledir. Çünkü siz de aranızda karşılıklı çıkar için putlara ibâret ve tapınmada güya sevgi göstermeniz ve bu amaçla buluşmak üzere bir araya toplanmanız ve bu putlara tapma konusunda ittifak içinde olmanız da aynen böyledir.” Öte taraftan (.......) kelimesinin aynı zamanda ikinci mefûl olması da mümkündür. Tıpkı (.......) Furkân, 43 ve Casiye, 23. kavli gibidir. (.......) kelimesindeki (.......) harfi, kâffediv. Yani mana şöyle olmaktadır: “Sizler putları aranızda bir sevgi bağı kıldınız, bir çıkar edindiniz.” Buna göre bir mahzûf muzaf burada takdir edilir. Yani: “Siz, o putları aranızda sevilmeye bir sebep yaptınız.” demektir. Bu da âdeta şu Âyetteki gibi olmaktadır: “Öyle insanlar da vardır ki, Allah'tan başka varlıkları Allah'a denk varlıklar kabul ederler ve onları Allah'ı sever gibi severler.” Bakara, 265. Âyetteki (.......) kelimesinin mensûb okunması hâlinde iki gerekçe ileri sürülerek değerlendirildiği gibi, merfû' olarak okunması durumunda da yine iki yönden değerlendirilmek suretiyle tefsirlerıabilir. Bu durumda (.......) kelimesi (.......) nin haberi olur ve (.......) daki (.......) ilgi zamîri yani mevsûledir. İkinci gerekçe ise (.......) kelimesi mahzûf bir mübtedanın haberidir. Buna göre de mana şöyle olmaktadır: “Şüphesiz putlar aranızdaki sevgi bağıdır veya sebebidir.” Âyette geçen (.......) kelimesini isim tamlaması olarak okuyan kimse, o takdirde, Meveddet kelimesini zarf olarak değil, isim olarak değerlendirmiş olur. Bu âdeta: (.......) Mâide, 106. kavli gibi olur. Kelimeyi tenvinli olarak (.......) diye okuyanlar ise, bu takdirde, (.......) kavlini de mensûb olarak (.......) olarak zarf diye değerlendirmek suretiyle böyle okumuş olurlar. “Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkâr edip tanımayacak;” yani putlar, kendilerini ilâh kabul edenleri kabul etmeyecek, onları red dedecek, kendilerinin de ma'bût olmadıklarını, ilâh olmakla hiçbir ilgilerinin bulunmadığını söyleyecekler ve kendilerini ilâh kabul edenlerden uzak duracaklardır, “kiminiz kiminize lânet edecektir.” Kıyamet gününde aralarında larıetleşme meydana gelecek, taraflar suçu birbirilerinin üzerlerine atarak kendilerini güya aklamaya çalışacaklar, karşı tarafa lânet okuyacaklar ama bu da yarar sağlamayacaktır. Tabi (uydu olanlar), lider konumunda olanları larıetleyeceklerdir. “Barınağınız -yani tapanların da, kendilerine tapıları putların da, tabi olanlar da, metbu olanların da yerleri - cehennem olacaktır. -Sizin orada- Yardımcılarınız da olmayacaktır.” |
﴾ 25 ﴿