6

Peygamber, mü'minlere kendi canlarından üstündür. Eşleri, onların analarıdır. Akraba olanlar, Allah'ın kitabına göre (mirasçılık bakımından) birbirlerine muhacirlerden ve ensardan daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza uygun bir vasiyyet yapmanız müstesnadır. Bunlar kitapta yazılı bulunmaktadır.

Peygamber, mü'minlere kendi canlarından üstündür.

Yani din ve dünyaya âit her hususta, onlara karşı en çok hak sâhibi odur. Onlar üzerinde, onun hükmü kendi nefislerinin hükmünden daha çok geçerlidir. Dolayısıyla onlara düşen nefislerini onun için kullanmaları ve onun için feda etmeleridir. Ya da o, onlara karşı daha merhametli, daha lütufkar ve daha faydalıdır, demektir. Nitekim âyet-i kerime de;

“O, mü'minlere karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir.” Tevbe, 128. buyurulmaktadır.

İbni Mesud'un kırâatmda da Peygamber, mü'minlere babaları olarak kendi nefislerinden daha üstündür. “şeklindedir. Mücâhid şöyle demiştir:

“Her peygamber ümmetinin babasıdır. Mü'minler, bu sebepten kardeş olmuşlardır. Çünkü Nebi (sallallahü aleyhi ve sellem) onların dindeki babasıdır.”

“Eşleri, onların analarıdır. “

Yani, nikahlarının yasakliği ve onlara karşı hürmetin gerekliliği hususunda eşleri, onların analarıdır. Bunun dışında onlar, miras ve benzeri hususlarda diğer yabancı kâdirılar gibidir. Bu sebepten de yasak onların kızlarına geçmemiştir.

Allah'ın kitabına göre.”

Yani, Allah'ın (celle celâlühü) hükmüne ve kazasına, ya da levhi mahfuza göre Allah'ın (celle celâlühü) farz kıldığı şeye göre, miras alma hususunda, akraba olanlar, birbirlerine mü'min muhacirlerden daha yakındırlar. İslamın başlarıgıcında Müslümanlar, birbirlerine, dindeki velayetlerinden dolayı mirasçı oluyorlardı. Akrabalıkla değil. Daha sonra bu neshedildi ve mirasçılık akrabalık hakkı olarak tanındı.

“Mü'minlerden ve muhacirlerden... “sözü, “akraba olanlar” sözü için açıklama olması câizdir.

Yani bunlardan olan akrabalar, diğer yabancılara göre birbirlerine mirasçı olmaya daha layıktırlar, demektir. Ya da bu söz sonun başlarıgıcı içindir.

Yani miras hususunda, akrabalar, birbirlerine akrabalık hakkı dolayısıyla mü'minlerden daha yakındır. Miras hususunda, akrabalık hakkı, ensarın dindeki velayet hakkından ve muhacirlerin de hicret hakkından daha üstündür, demektir.

“Ancak dostlarınıza uygun bir vasiyet yapmanız müstesnadır.” İstisna, cinsin zıddmdandır.

Yani, ancak sizin dostlarınıza yaptığınız belirli güzel işiniz câizdir. O da bu kişilerden sevdiklerinize herhangi birşeyi vasiyet etmenizdir. Ki o zaman bu, vasiyet olur, miras değil.

(.......) fiili (.......) ile müteaddi kılınmıştır. Çünkü o yapmak, kuvvetlendirmek manasınadır. “Dostlarınıza “dm maksat, dindeki velayet dolayısıyla mü'minler ve muhacirlerdir.

“Bunlar kitapta yazılıdır.”

Yani, akrabanın birbirine mirasçı olması, Levh-i Mahfûzda yazılıdır, demektir.

6 ﴿