10

Andolsun Dâvud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. “Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber teşbih edin” dedik. Ona demiri yumuşattık.

Ey dağlar” sözünden önce, “sözümüz” ya da “dedik” kelimelerinin takdiri ile (.......) kavli (.......) ya da (.......) kelimesinden bedeldir. (.......) kavli (.......) kelimesinden gelmektedir. Onunla beraber tesbih et, demektir. Dağların teşbihinin manası:

Allah'u Teala'nın, onlarda teşbihi yaratması ve Dâvud (aleyhisselâm)’in bir mu'cizesi olarak bu teşbihin, ondan, teşbih getiren kişiden işitildiği gibi işitilmesidir.”

(.......) kelimesi (.......) kelimesinin mahalline atıftır.

(.......) şeklinde okunduğunda ise (.......) kelimesi üzerine atıftır. Bu ifade de gizli olmayan bir muhteşemlik var. Şöyle ki; dağları kendilerine emredildiğinde itâat eden, çağırıldığında da icabet eden akıllılar derecesine yükseltti. Bununla, her bir hayvan ve cansızın ancak Allah'ın (celle celâlühü) dilemesine boyun eğdiğini ifade etmek istemiştir. Eğer bu cümleyi “Dâvud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. Dağların teşbihini ve onunla birlikte kuşların teşbihini verdik. “şeklinde deseydi, onda, bu muhteşemlik olmazdı.

“Ona demiri yumuşattık “O'nun için onu, ateş macunu haline getirdik. Denildi ki:

“Demir, onun elinde, ona verilen kuvvetin şiddetinden dolayı yumuşamıştır. “

10 ﴿