| 15Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız. Zengin ve övülmeye layık olan ancak O'dur. Zünnûn şöyle demiştir: “Mahlûkat, her nefeste, her anda ve her lahzada O'na muhtaçtır. Nasıl olmasın ki, O'nun yaratmasıyla var oldular ve O'nun yardımıyla varlıklarını idame ettiriyorlar. Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir. O, her lisanla övülendir, insanları'muhtaçlar'olarak isimlendirmesi tahkir için değildir. Bilâkis kendisinin muhtaç olmadığını beyan için kinaye yollu isimlendirmiştir. Bu sebepten kendisini, zenginleri yediren'gani (zengin) olarak vasfetmiştir. Kendisinin zenginliğiyle, mahlûkatına faydalı ve onları nimetlendiren cömert zengin olduğuna delalet etsin diye “övülen” ismini zikretmiştir. Zira her zengin, zenginliğiyle başkasına fayda vermez. Ancak zengin, cömert ve yedirici olur da cömertlik eder yedirirse, yedinlenler onu överler.” Sehl şöyle demiştir: “Allah, mahlûkatı yarattığında nefsi için zenginlikle, onlar içinde fakirlikle hükmetti. Kim zenginlik iddiasında bulunursa Allah'tan mahrum kalır. Kim de fakirliğini izhar ederse bu onu O'na ulaştırır. O hâlde kula gereken kalben ona yönelmek ve başkasından ilgiyi kesmektir. Ta ki kulluğu halis bir kulluk olsun.” Kulluk; tevazu göstermek ve boyun eğmektir. Alaneti de hiç kimseden bir şey istememektedir. Vasifî şöyle demiştir: “Kim Allah ile, başkasından müstağni olursa, muhtaç kalmaz. Kim de Allah ile yücelik ararsa zelil olmaz.” Hüseyin şöyle demiştir: “Kul için fakirlik, zenginlikten hayırlıdır. Çünkü tevazu fakirliktedir. Kibirlenmede zenginliktedir. Allah'a dönüş ise tevazu iledir. Tevazu, çok amel işlemek suretiyle olan dönüşten daha hayırlıdır.” Denildi ki: “Evliyanın vasfı üçtür: her şeyde Allah'a güven, herşeyde O'na ihtiyaç arzetmek ve herşeyden O'na dönmek.” | 
﴾ 15 ﴿