8

Onlar, artık mele-i âlâda olup bitenleri dinleyemezler. (Dinlemeye kalkışsalar) her taraftan taşlanırlar.

(.......) deki zamîr “her şeytana” gider.

Çünkü o, şeytanlar manasınadır. Ebû Bekir'in dışındaki Kufe’liler (.......) şeklinde okumuşlardır. Aslı (.......) dir. (.......), işitmeyi istemek, demektir. “İşitmeyi istedi de işitti ya da işitmedi.” denir. Ayrı bir söz olması gerekir. Onda gizlice dinlemeyi isteyenin hâli olduğundan hikâye edilerek gelmiştir. Mübtedadır. Onlar, meleklerin sözlerini işitmeye, ya da dinlemeye güç getiremezler. Denildi ki:

“Onun aslı “dinlenmemeleri için” şeklindedir.

(.......) harfi “Bana ikram etmen için sana geldim.” cümlesinde olduğu gibi hazfedilmiştir. Geriye (.......) kalmıştır.

(.......) de hazfedilmiş ve ameli de iptal edilmiştir.

“Ey savaşa kâtilması için teşvik ettiğim kişi” sözünde olduğu gibi.

Bunda zorlama vardır. Kur'ân'ın bunun benzerlerinden korunması gereklidir. Zira hazfetme işinden herbiri tek başına reddedilmez. Ancak ikisinin birlikte hazfedilmesi kabul edilmemiştir.

konuşan faları (adamı) işittim” ,

konuşan (adam) kulak verdim” , “sözünü işittim” ve “sözüne kulak verdim” sözleri arasındaki fark şudur:

Harfi cersiz müteaddi olanlar anlamayı ifade etmektedir. (.......) harfi cer ile müteaddi olanlar ise anlamayla birlikte kulak verip dinlemeyi de ifade etmektedir.

Mele-i Ala, meleklerdir. Çünkü onlar gökyüzü sakinleridir. İnsanlar ve cinler ise mele-i esfeldir. Çünkü onlar yeryüzü sakinleridir. Çalmak için her nereden çıkarlarsa çıksınlar onlara gökyüzünün her cihetinden parlak yıldızlar atılır.

8 ﴿