5

Dediler ki: “Ey Resûlüm Muhammed!'Bizi çağırdığın şeye Tevhide karşı'kalplerimiz örtüler içerisindedir, kulaklarınıızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde vardır. O hâlde sen (istediğini) yap, şüphesiz biz de (istediğimizi) yapacağız.”

Âyette geçen (.......) kelimesi, (.......) kelimesinin çoğuludur ve örtüler, perdeler manasınadır.

“Kulaklarınıızda -senin bize söylediklerini işitmemize engel olan-” bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde vardır.” Aslında bu örnekler, temsili -manada olan örneklerdir. Çünkü bu kimselerin hakkı kabul etmekten, hakkın gösterdiği doğrultuda tevhid inancım yaşamaktan ne kadar uzak olduklarını göstermektedir. Sanki bunların kalpleri kılıflar ve örtüler içerisindedir de, buraya hakkın ve tevhid inancının nüfuz etmesini engelliyor gibidir. Kulaklarını hakkı duymaktan engellemiş, âdeta sağır imiş gibiler hale getirmiştir. Böylece sözkdrmsu iki görüş ve kavrayışın, iki tür din anlayışının birbirlerinden olan uzaklıkları, âdeta hiçbir zaman buluşamayacaklarını ifade eden bir vakıadır. Sanki bunların dava edindikleri, savundukları şey ve üzerinde oldukları inanç ile Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile onun dava edindikleri şey arasında bir perde, bir engel varmış gibidir. Sanki aralarında dağlardan oluşan bir engel varmış veya benzer bir mani varmış gibi, birinin ötekisiyle kavuşmasına ya da birinin diğerini görmesine engel oluyor gibidir.

“O hâlde sen -istediğini yap, inancına ve dinine göre amel et. Bu çerçevede ne istersen onu- yap, şüphesiz biz de -dinimize ve inancımıza göre istediğimizi- yapacağız.”

Ya da: “Sen bizim inancımızı ortadan kaldırmak, iptal etmek için elinden geleni yap, biz de senin işini, davam elimizden geldiğince iptal etmeye, geçersiz kılmaya çalışacağız” demektir.

Âyette geçen (.......) kavlindeki (.......) cer edatının ziyade edilişindeki fayda şunu'belirtiyor: “Perdeleme, engel ister önce bizden başlamış olsun, ister bu engelleme önce senden gelmiş olsun, inancımızda herhangi bir değişme olmayacaktır. Sözkonusu olan orta mesafe ya da aralık ister bizim tarafımızdan olsun, ister senin tarafından olsun, örtü ile tamamen kaplanmış, çevresi sarılmış vaziyettedir. Orada herhangi bir boşluk da yoktur.”

-Eğer; “Bizimle senin aranda hicap var, örtü bulunmaktadır” denmiş olsaydı, bu takdirde mana şöyle olurdu: “Hicap ve engel iki tarafında ortasındadır, engel tam orta yerdedir.” demek olurdu.

5 ﴿