7Onlar zekâtı vermeyen kimselerdir. Onlar âhireti de inkâr ederler. “Onlar zekâtı vermeyen -zekâtın farz olduğuna inanmayan ve bu nedenle de zekât vermeyen- kimselerdir.” Ya da kendilerini arındıracak olan şeyleri yapmıyorlar. Kaldı ki kendilerini arındıracak olan şey de îman etmeleridir. “Onlar âhireti -öldükten sonra yeniden dirilmeyi, sevabı ve ikabı, cezâlarıdırılmayı- de inkâr ederler.” Âyette zekât ile ilgili konunun kâfirlikle bir arada zikredilmesi ise, şu sebeptendir. İnsan için en sevdiği şey malıdır. Mal, onun ruhunun öz kardeşidir, öteki yarısıdır ya da mal canın yongasıdır. Kişi, eğer malını Allah (celle celâlühü) yolunda harcarsa, bu, onun istikamet üzere olduğunda, doğru yolda olduğuna en büyük delil ve delildir.. Niyetinin samimiliğini ve dürüstlüğünü gösterir. Kalbinin safliğinı ve arıliğinı ortaya koyar. İçinde herhangi bir aldatmanın, bir dalaverenin yer almadığını ifade eder. Çünkü kalpleri İslam'a ısmdırılanlar, sadece ağızlarındaki kırıntıları yalanakla aldanırlar. Nitekim Hanif oğullarının irtidat etmeleri, dinden dönme sebepleri, zekât vermemekte direnmeleri olmuştur. Bu nedenle bu noktaya dikkat çekiliyor. Burada aynı zamanda mü'minleri, zekât vermeye teşvik manası olduğu gibi, zekât vermeye engel olmaya, olanlara karşı da çok şiddetli bir korkutma ve tehdit ifadesi yer almaktadır. |
﴾ 7 ﴿