25

Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da bu arkadaşlar onlara geçmişlerini ve geleceklerini süslü gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları ile ilgili o söz (azap), onlar için de gerçekleşti. Çünkü onlar ziyana uğrayanlardı.

“Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da” Biz Mekke müşriklerinin başlarına şeytanlardan oluşan birtakım arkadaşlar, yandaşlar musallat kıldık. Âyette geçen ve arkadaş manasına gelen (.......) kelimesi, (.......) kelimesinin çoğuludur. Bu, aynen Rabbimizin şu kavli gibidir:

“Kim, Rahmân'ı Zikretmeyi görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.” Zuhruf,36.

“Bu arkadaşlar onlara geçmişlerini ve geleceklerini süslü gösterdiler.”

Yani daha önceden işledikleri amelleri ve sonradan yatıklarını onlara süslü gösterdiler.

Ya da: “Dünya ile ilgili işler hususunda, şehevi isteklerine uymada olsun, arkalannda gelecek olan akıbetleri konusunda yaptıkları şeyler kendilerine hep süslü gösterildi. Çünkü öldükten sonra dirilme de yok, hesap da yok, diyorlardı.”

“Böylece kendilerinden önce -yani Mekkelilerden önce- gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları ile ilgili o söz -yani azap sözü,-onlar için de gerçekleşti. Çünkü onlar ziyana uğrayanlardı.” Bu, onların neden dolayı azap çekmeyi halk ettiklerinin bir gerekçesidir. Burada sözkonusu olan zamîr, hem bu kimselere ve hem daha önce geçen ümmetlere râcidir.

Âyette geçen (.......) kavli mahallen mensûbtur. Çünkü (.......) kavlindeki zamîrden hâldir. Buna göre mana şöyle olmaktadır:

“Mekkelüerden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları ile ilgili olmak üzere, onlara azap sözü nasıl gerçekleşmiş ise, bunlar için de aynen öylece azap sözü gerçekleşmiştir.”

25 ﴿