35

Bu güzel davranışa ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (hayırdan ve olgunluktan) büyük payı olanlar kavuşturulur.

“Bu güzel davranışa -yani kötülüğe karşı iyilikle karşılık verme hasletine- ancak sabredenler -sabır ehli olanlar- kavuşturulur. Buna ancak -hayırdan ve olgunluktan- büyük payı olanlar kavuşturulur.”

Yani iyilik adamı olanlar, çünkü iyilik adamları yaptıkları iyilikle büyük bir hazza ve paya sahip olurlar.

Yine deniliyor ki, âyette: (.......)şeklinde, ibârenin başına bir (.......) harfi getirerek değil de, sadece (.......) diye söyledi. Neden? Çünkü bu ibârenin takdiri şöyledir:

“Herhangi birileri diyor ki;'Öyleyse ne yapayım, nasıl davranayım?'İşte onun bu sorusuna karşılık olarak da kendisine: (.......) denilmiştir.

Yani'Kötülüğü en güzel bir şekilde sav'demektir.

Yine deniliyor ki, önceki âyette geçen (.......) harfi, tekit ve pekiştirme anlamında olan zâide bir harftir. Buna göre mana: “İyilikte kötülük asla bir olmaz” olur. Bu tefsire göre kural: “Kötülüğü daha güzel olan bir şekilde sav.” demek olur.

Ancak burada, (.......) kavli, hasene yerine konularak getirildi ki, böylece kötülüğü iyilikle savmanın daha abartılı bir ifade anlatılmış olsun, daha beliğ bir anlatımla ortaya konsun istenmiştir. Çünkü kötülüğü en güzel olan şeyle önlemesi durumunda, insana ondan daha basit olan şeyleri önlemesi çok daha hafif gelir.

Nitekim İbn Abbâs'tan (radıyallahü anh) rivâyete göre (.......) ile ilgili olarak âyeti şöyle tefsirlamıştır:

“Öfke ve gazap anında sabretmek, câhillik, bilmezlik durumunda ise hilm ile yumuşaklıkla yaklaşmaktır. Kötülük yapılması durumunda da affetmektir.”

Bu arada âyette geçen ve “pay, hisse, nasip” diye çevrilen (.......) kelimesi de sevap olarak tefsir edilmiştir.

Hasen-ı Basrî diyor ki: Allah adına yemin olsun ki, cennetten daha güzel bir sevap, bir karşılık yoktur.”

Yine söylenenlere göre âyet, Ebû Süfyan b. Harb (radıyallahü anh) hakkında inmiştir. Çünkü kendisi Hazret-i Peygambere (sallallahü aleyhi ve sellem) eza ve,cefa veren en azılı bir düşman idi. Daha sonra, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ona karşı yaptıklarından ötürü, en candan ve en içten dostu olmuştur.

35 ﴿