3

(Ey Resûlüm Muhammed!) Mutlak güç sâhibi, hüküm ve hikmet sâhibi olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.

Ey Resûlüm Muhammed! “Mutlak güç sâhibi, -gücüyle her şeye üstün gelen- hüküm ve hikmet sâhibi olan -fiiliyle ve kavliyle doğruya isabet eden-Allah, sana -bu şekilde vahyettiği gibi veya sana vahyedilen bu kitap- ve senden öncekilere -senden önce geçen peygamberlere (asm) işte böyle vahyeder.”

Yani bu surenin ihtiva ettiği manaların benzerini aynen başka surelerde de yine sana vahyetmiştir. Nitekim senden önce geçen peygamberlerine de (aleyhimü's-selâm) Allah (celle celâlühü) bunları vahyetmiştir.

Mana şöyledir: Allah bütün bu manaları Kur'ân'da tekrar ettiği gibi, semavi olan tüm kitaplarında da aynen tekrar etmiştir. Çünkü böyle yapılmasında çok net ve beliğ bir uyarı, gerçeğe dikkat çekme vardır. Bir de kullarına karşı büyük bir lütuf ve ihsan bulunmaktadır.”

Abdullah b. Abbâs'tan (radıyallahü anh) rivâyete göre, Kitap sâhibi bir peygamber olmasın ki, Yüce Allah (celle celâlühü) mutlaka onlara da, (.......) diye vahyetmiştir.

Bu âyette geçen (.......) kelimesini, Mekke Okulu, (.......) harfinin fetha harekesiyle, (.......) diye okumuşlar ve Allahlafzını ya da ismini de merfû' / ötreli okumuşlardır. Çünkü bu okuyuşa göre, (.......) kelimesi buna delalet etmektedir. Çünkü: sanki burada biri, “Kim vahyediyor?” diye sorar gibidir. Buna verilen cevap da: Allaholmaktadır. Bu nedenle Allah lâfzı celali fâil konumunda olmaktadır.

3 ﴿