4(Savaşta) İnkâr edenlerle karşılaştığımız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları iyice vurup sindirince bağı çıkıca bağlayın. Savaş sona erince de artık ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Harp ağırliğinı kaybedip sona erinceye kadar (kâfirlere böyle davranın). Emir budur. Durum şu ki Allah dileseydi onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz. (.......) (karşılaşma) kelimesindendir. O da harftir. (.......) cümlesinin aslı (.......) dir. Fiil hazfedilmiş mastar öne geçirilmiş ve mefule muzaf olarak onun yerine geçmiştir. Bunda tekit manası vermekle birlikte kısaltma vardır. Çünkü sen mastarı zikredersin ve ondaki nasbla fiili gösterirsin. Boyunların vurulması savaştan kinayedir. Diğer azaların değilde özellikle boyunların vurulmasının gerekliliği kastedilmektedir. Çünkü inanın öldürülüşü başka yerlerine vurulsa da çok defa boynuna vurulmasıyla olur. Dolayısıyla bu öldürmekten kinaye olarak vaki olmuştur. “Onlara iyice vurup sindirince” onları öldürmeyi çoğaltınca “bağı sıkıca bağlayın” onları esir alın. (.......) ın üstünü ve esresiyledir. Kendisiyle bağlarıan şeyin ismidir. Mana: “Esirlerin iplerini sıkı bağlayın ki sizden kurtulup kaçmasınlar,” demektir. Onları esir aldıktan sonra da ya karşılıksız ya da kinaye karşılığı olarak salıverin. (.......) ve (.......) kelimeleri iki gizli fiille mensupturlar. Yani ya karşılıksız olarak iyilik yapın ya da fidye karşılığı olarak serbest bırakın, demektir. Mana: “Esir aldıktan sonra iki iş arasında (karşılıksız olarak salıvermekle fidye karşılığı olarak salıvermek arasında) muhayyerliktir.” Bize göre müşrik esirlerin hükmü öldürülmek ya da köle haline getirilmektir. Âyette zikredilen karşılıksız, ve fidye karşılığı olarak Salıvermek “müşrikleri öldürün” Tevbe, 5. ayetiyle neshedilmiştir. Çünkü Berae Sûresi en son inen surelerdendir. Mücahid'den şöyle nakledilmiştir: “Gün karşılıksız ve fidye karşılığı salıverme günü değildir. Gün, Müslüman olması ya da boynunun vurulması günüdür.” Ya da cizyeyi ve Müslüman esirlerine karşı esirlerini değişmeyi kabul ettikleri için bırakırlar. Tahavi bunu İmâmeyn'in kavli olduğu hâlde Ebû Hanîfe'den (rahmetüllahi aleyh) mezhep olarak rivâyet etmiştir. Meşhur olan onun (Ebû Hanîfe'nin (rahmetüllahi aleyh)) onların tekrar bize karşı harbetmemeleri için ne mal ne de başka bir şey karşılığı salıverilmesini kabul etmediğidir. Şâfiî ye göre imâm (devlet başkanı) dört şeyden birini seçebilir öldürme, köle haline getirme, Müslüman esirler karşılığında salıverme ve karşılıksız salıverme. “Savaş ağırlıklarını bırakınca” silah ve at gibi ancak kendisiyle savaşırı yapıldığı ağırlıklar ve aletler terkedince demektir. Denildi ki: (.......) günahlarını demektir. Yani savaşan müşrikler Müslüman olmak suretiyle şirklerini terkedince demektir. (.......) kelimelerini ya da (.......) ve (.......) kelimelerine taallûk etmektedir. Her iki taallûka göre manası Şâfiî'ye (rahmetüllahi aleyh) göre onlar müşriklerle harp olmayıncaya kadar ebedî olarak bu şekilde devam ederler. Bu da onların gücünün kalmadığı zamandır. Îsa (aleyhisselâm)’in indiği zamandır da denildi. Ebû Hanîfe (rahmetüllahi aleyh) ye göre ise (.......) ve (.......) kelimelerine taallûk ederse mana: “Harp ağırlıklarını bırakıncaya kadar öldürür ve esir alırsınız.” Bu da müşriklerin gücünün kalmadığı zamandır. (.......) ve (.......) kelimelerine taallûk ederse mana Bedir Harbi ağırlıklarını bırakınca onları karşılıksız olarak ve fidye karşılığında Salıverirsiniz demektir. Ancak bu mana (.......) ve (.......) kelimelerinin zikrettiğimiz tevil üzere tevil edilmesiyle gerçekleşir. (.......), “durum budur” demektir. O zaman da (.......) mahallen mensûbtur. Allah (celle celâlühü) dileseydi yere batırma ya da gürültü ve zelzele, ya da daha başka yok etme sebepleriyle onlardan savaşmaksızın intikam alırdı. Lakin O (celle celâlühü) sizi birbirinizle yani, mü'minleri kâfirlerle denemek için, mü'minleri arındırmak kâfirleri de helâk etmek için size savaşmayı emretti. Basra kırâat imâmları ve Hafs'a göre (.......) şeklinde diğerlerine göre ise (.......) şeklindedir. |
﴾ 4 ﴿